Çarşamba, Haziran 13

Elif Germiyanlıgil ve Şirin Yalçın


Önyargıları kırdılar.



Geçtiğimiz haftalarda Derya Baykal'ın 'Derya Gibi' programına katılmıştı, Elif Germiyanlıgil; kurucularından olduğu Aralık Gönüllü Eğitim ve Kültürel Araştırmalar Derneği ile ilgili konuşmak için. Onu hep medyanın başka, elitleri anlatan sayfalarında, üstelik de son zamanlarda tatsız haberlerle görmeye alışık olduğum için, gün ortasında bir kadın programına çıkıp, inandığı ve gönül koyduğu derneğinin faaliyetlerini anlatması şaşırttı beni. Dernek çalışmalarından elbette haberdarım, eğitmenlerden birçok kişiyle röportaj da yapmıştım ama bugüne kadar Elif Germiyanlıgil ve kız kardeşi Şirin Yalçın'la dernekleri hakkında enine boyuna konuşulmadı. İki kız kardeş önce hobileri olan konularla ilgili daha fazla bilgi almak için kurdukları bu derneği, şimdi sosyal sorumluluk projeleri de üstlenen, psikoloji, felsefe, tiyatro, resim gibi çeşitli alanlarda eğitimler veren önemli bir merkez haline getirdiler. Elif Germiyanlıgil ve Şirin Yalçın, AKŞAM Cumartesi'nin sorularını yanıtladı.



Derneği açma fikri nasıl doğdu?

Elif Germiyanlıgil: Dame de Sion mezunuyum. İstanbul Üniversitesi'nde iktisat okudum, yüksek lisans yaptım. Kardeşimle hep psikoloji, psikiyatri, psikanalizle ilgiliydik. Pek çok seminere katıldık.


Neden okulunu okumayı düşünmediniz?

Elif Germiyanlıgil: Şu anda okuyorum zaten. Yeniden üniversite sınavına girdim, Maltepe Üniversitesi'nde psikoloji yüksek lisansı yapıyorum. Derslerimi verdim ama tezimi veremedim; beni yollamış bile olabilirler. Daha önce de Şirin'le birlikte Newport Üniversitesi'nde psikoloji bölümünde okuduk. Beyoğlu Karşı Sanat'ta, Yavuz Erten'in felsefe ve psikanaliz eğitimlerine, Murat Dokur'un kognitif psikoloji kurslarına katıldık.


Peki ya ilk ilginiz nasıl başladı, neden psikoloji?

Elif Germiyanlıgil: Hep ilgim vardı ama özellikle hamilikten sonra daha arttı. Elinize bir bebek geliyor çünkü. 'Nasıl davranmalıyım' durumu başladı. 'Nasıl en sağlıklı şekilde anne olabiliriz' diye önce çocuk psikolojisiyle ilgilendik. Karşı Sanat'ta felsefeci ve psikoterapist İskender Savaşır'dan iki yıl özel ders aldım. Bir keresinde bana 'siz ne yapmak istiyorsunuz, bu bilgiler nereye gidecek' diye sordu. Ben de 'siz bize danışmanlık yaparsanız, değişik konuların olduğu, seminerler verilen bir yer kuralım, kar amacı gütmesin ve imkanı olanlar ücret ödesinler, olmayanlar da burslu olarak katılabilsin' dedim. İskender Savaşır da 'danışmanlığını yaparım ve hatta beraber yapalım bu işi' dedi. İskender Savaşır, iki psikolog arkadaşımız Zeynep Koçak, Oya Fidanoğlu ve Şirin'le burayı kurduk. Ancak ilgi alanlarımızla sınırlı kalmadı; edebiyat, fotoğraf, sinema, resim, tiyatro ile yelpazeyi genişlettik.

HAFTADA 150 KİŞİ GELİYOR


İsmi neden 'Aralık' peki?

Şirin Yalçın: İskender Savaşır istedi bu adı. İnsanların hayatlarına bir aralık açalım ve oradan girip, başka türlü bakmalarına yardımcı olalım diye.


Ne kadar katılımcı var dernekte?

Şirin Yalçın: Haftada 150 kişi kadar geliyor. Tiyatro kurslarıyla bu sayı artmış olabilir. Nurseli İdiz, Nedim Saban ve Nedret Güvenç kurs veriyor. Daha büyük kitlelere ulaşmaya çalışıyoruz. Kurumsallaşmak, büyük projeler yapmak istiyoruz. Sosyal sorumluluk projelerine başladık. Böyle talepler geliyor. Mesela Tekirdağ'dan birkaç okuldan aradılar. Bünyemizdeki psikologlarla çocuklara ve anne-babalara, seminerler düzenledik. Görme Engelliler Derneği'yle seminerler yaptık. Bir buçuk yıl önce meclisten engelliler yasası geçmekteydi, milletvekillerini çağırdık; rahat tartışabilecekleri, interaktif bir ortam yarattık. '10 bin çocuk tiyatroya' projemiz oldu. Sosyal hizmetlere bağlı 30 çocuğa müzik dersleri aldırdık ve onlar daha sonra yaklaşık 500 arkadaşlarına konser verdiler. Şimdi D&R'larda; İsmail Acar'ın tasarladığı poşetler satılıyor. Bunlardan gelecek fonla da sosyo-ekonomik düzeyi düşük okullara enstrüman bağışı yapacağız. Amacımız çocuk gelişiminde, kültürel faaliyetlerde bir farkındalık yaratmak.


Sadece çocuklar için mi?

Elif Germiyanlıgil: Her şeye yönelik çalışmak istiyoruz. Bir projemiz de sığınma evlerindeki kadınlara ücretsiz ruh sağlığı hizmeti vermek.1-2 yıllık bir proje olacak ve belki de sonunda, elde edilen veriler ışığında yeni çalışmalar da yapılacak.


Ders seçimlerini neye göre yapıyorsunuz?

Elif Germiyanlıgil: Önceleri çalışmalar bizim ilgi alanımızdaki konularla sınırlı kalacak gibiydi, çünkü tanıdığımız insanlar bu alandandı. Ancak giderek çeşitlendi. İskender Savaşır bizi Bülent Somay'la tanıştırdı örneğin, o edebiyat ve sinema dersleri veriyor. Kerem Doksat psikiyatri üzerine dersler veriyor. Bilgi Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi'nden gelip, ortak projeler yapmak istemeleri bize gurur veriyor.


Derslere katılıyor musunuz?

Elif Germiyanlıgil: Şirin bu konuda benden daha iyi. O kadar çok iş oluyor ki yetişemiyoruz. Şirin, dersteyken kolundan çekip 'işimiz var' diyorum. Halbuki böyle bir yer hayalimizdi. Burayı kurma amacımız, merak ettiğimiz konularda en iyi hocaların dersler anlatması, bizim de onlara katılmamızdı. Kendi yerimiz olduktan sonra istediğim kadar derslere giremiyorum.

Şirin Yalçın: Sosyal sorumluluk projelerine daha yoğun bir şekilde el atmaya karar verince, derslere daha az katılmaya başladık.


Şirin Hanım siz ne üzerine eğitim yaptınız?

Şirin Yalçın: İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat bölümü mezunuyum. Newport Üniversitesi'nde davranış bilimleri yüksek lisansı yaptım. Çağdaş Eğitim Vakfı'na ait Hasdal İlköğretim Okulu'nda İngilizce öğretmenliği yaptım. Daha sonra engelliler için kurulmuş Saadet İlköğretim okulunda etüt ablası olarak görev aldım. İktisatla ilgili hiçbir şeyle uğraşmadım anlayacağınız! Sanırım sorumluluk duygum beni farklı yönlendirdi.


Sizin de ilginiz annelikle mi başladı, bu işlere?

Şirin Yalçın: Elif'le ikimiz çok konuşan insanlarız, çok dertleşiriz. Yakın arkadaş ihtiyacı duymadan sohbetler ederdik ve hala da ederiz. Davranışlarımız çok benzer, bunu konuşuruz örneğin. Bence Elif'in Dame de Sion'daki dönemiyle çok ilgili. Hatırlıyor mu bilmiyorum ama onun bir psikoloji hocası vardı. Hem hocayı hem dersi çok seviyordu. Bazen gece uykudan uyanır, o derste anlatılanlarla ilgili bir şeyler konuşurduk. Bence oradaki etkiyle başladı.


Dernekle ilgili bir hayaliniz var mı, enstitü gibi?

Elif Germiyanlıgil: Enstitü olsa çok isterim, hayalim gerçekleşir o zaman. Özel üniversitelerin sahipleriyle tanıştığımda, kıskanarak bakıyorum. İlk hedefimiz yaptığımız projeleri özellikle doğuda ve güney doğuda gerçekleştirebilmek.

HER GÜN BURADAYIZ


Mali kaynakları kendisine yeterli mi?

Şirin Yalçın: Derslere katılanlar bağış yapıyor. Ama bizim de finanse ettiğimiz oluyor.


Sizi bu iş çok mutlu ediyor galiba, öyle bir haliniz var?

Elif Germiyanlıgil: Çok mutlu ediyor! Gece yattığımda kendimi huzurlu, iyi bir şey yapmış biri gibi hissediyorum ve bu da en büyük motivasyonum. Özellikle kimsesiz çocuklara verdiğimiz müzik derslerinden sonra insanlara dokunabildiğimizi hissettik. İlk geldiklerinde çok farklılardı ama seminerlerin sonunda değişimi gördük. Kendilerine güvenli, şakalar yapan, eğlenen, birbiriyle iletişim halinde olan çocuklar oldular. Yapılanı hiç küçümsememek lazım, bir kişiye bile ulaşmak başka insanların bir şeylere değmesini sağlıyor. Buna çok inanıyorum. Yaptığım şeyi önemsiyorum. Çünkü hissederek yapıyoruz.


Hayatınızın çoğu burada mı geçiyor?

Elif Germiyanlıgil: Her gün buradayız.


Elit bir çevreden geliyorsunuz, orada nasıl bakılıyor çalışmalara?

Şirin Yalçın: Arkadaş çevremizde ilgi duyanlar, bazı derslere gelenler oluyor. Örneğin çocuğu olanlar anne-bebek ilişkisiyle ilgileniyor. Amacımız burada, aynı çatı altında farklı sosyo-ekonomik sınıflardan gelen insanları bir araya toplamak. Ayrım hiç olmadı.


Çevrenizdeki birçok insan, yardım çalışmalarına katılıyor ama bu farklı, o nedenden dolayı sordum.

Elif Germiyanlıgil: Burada yaptığımız şey, yardım çalışmalarından çok farklı, bu farkı

belirtmek gerekiyor. Derneğiz, bağış topluyoruz ve yoksul çocuklara yardım ediyoruz durumu değil. Burası bir kültür merkezi, işinde en iyi olan eğitmenlerin, bu işe meraklı insanların bir araya gelip, insanların kendini geliştireceği, kültürlerine başka bir bakış açısı koyup zenginleştireceği bir yer.


Peki, onaylanıyor musunuz kendi çevrenizde?

Şirin Yalçın: Derslerin sürekli olması, gelen insanların sayısının yükselmesi insanların daha ciddi bakmasına neden oluyordur.


Sizce yeterince biliniyor mu derneğiniz?

Şirin Yalçın: İki yıllık bir derneğiz ama yavaş yavaş tanınıyoruz.

Elif Germiyanlıgil: Tanınma konusunda başarılı olduğumuza inanıyorum. Şirin ve ben kurucular arasında olduğumuz için önyargılı yaklaşılabilecek bir yerdi ama önyargıların kırılıp, burasının içeriğinin dolu olduğunun, az bulunur bir eğitmen kadrosuna sahip olduğumuzun bilindiğini düşünüyorum. Kurumsallaşmış ve ciddiye alınan bir dernek olmaya başladık.


Siz önyargılar olabileceğini düşünmüş müydünüz ilk başladığınızda?

Elif Germiyanlıgil: İlgilenmemiştim.

Hiç yorum yok: