Pazartesi, Eylül 24

Tan Sağtürk: Uçuyorum


Eskiden yürüyordum şimdi ise uçuyorum.

Üç kat fazla çalışıyor
Doğuştan kalbimde bir delik varmış. Bunu iki yıl öncesine kadar bilmiyordum. Bu rahatsızlık ani kalp krizi getirmiyor, ama ömrünüzden yiyorsunuz. Çünkü kalbim, sağlıklı birinden üç kat fazla çalışıyormuş. O şekilde 38 yıl yaşamışım.
Damar işler hale geldi
Kendimi ancak iki yılda bu ameliyata hazırlayabildim. Amerika'da önce kalpteki deliğin ne boyutta olduğuna bakıldı. Doktor, kalpteki deformasyonun büyük olduğunu söyledi. Kalp açıldı, dikildi ve bir damar işler hale getirildi.
Tan Sağtürk, en büyük desteği sevgilisi Bergüzar Korel'den gördüğünü söyledi: "Bergüzar her şeyim oldu. Annemin taşıması gereken sorumlulukları o taşıdı. Olmasaydı ne yapardım bilmiyorum."


Amerika’ya tatil için gittiğinizi biliyorduk. Ama birdenbire kalbinizdeki ritim bozukluğu nedeniyle operasyon geçirdiğiniz haberleri geldi.

- Doğuştan kalbimde bir delik varmış! ASD (kalbin içinde, kulakçıklar arasında delik bulunması) ameliyatı oldum.

Kalbinizde bir delik olduğunu bilmiyor muydunuz?

- İki yıl öncesine kadar bilmiyordum. Hiçbir zaman kalp atışlarımın düzensizliğini hissetmedim. Bunca zaman fark etmememin diğer sebebi de şuydu; pompalama sırasında kirli kan temiz kana karışırsa "mavi çocuk" denilen bir morarma olurmuş. İşte bu morarma, kalpte bir sorun olduğunun işaretiymiş. Ama ben hiç morarmadım. Çünkü bende temiz kan, kirli kana karışıyormuş.

Anormal bir durum olduğunu nasıl hissettiniz?

- İki yıl önce her dans ettiğimde farklı şeyler hissetmeye başladım. Sahneye çıkmadan önce yaşadığım heyecanı dizginlemekte zorluk çekiyordum. Kalbimin kapladığı alan sanki çok büyüktü. İçimde öyle büyük, kuvvetli bir motor vardı ki, bana her an bozulmaya müsaitmiş hissi veriyordu. Zaten kalbim dans sırasında normal insanlarınkinden beş kat daha fazla çalışıyormuş. Ama böyle olması bir kriz yaratmıyor, sadece ömrünüzden yiyormuş.

Sonra ne oldu?

- Yaşıtım bir arkadaşım var, adı Mişa. O da balet. İki yıl önce Mişa’nın kızının burun ameliyatı için hastaneye gittik. Hastanede beklerken aklımıza kalbimizi muayene ettirmek geldi. EKG çektirdik. Mişa’da bir şey çıkmadı, bende Aritmi (ritim bozukluğu) çıktı. Bunun üzerine Amerikan Hastanesi’ne gittim. Aritmi ile beraber hem kalp çeperinde, hem de kulakçıkta büyüme olduğunu, yani kalbimde bir delik bulunduğunu, ayrıca bir damarın da kalbin içinde ters bir yere girdiğini söylediler. Ondan sonraki tüm süreç, o kalpteki deliğin kapatılması üzerine geçti.

HER ŞEYİ AFFETTİM

Tedavi için neden iki yıl beklediniz?

- Kimseye bunu söyleyemiyordum. Kafa olarak ancak kendimi iki yılda bu ameliyata hazırlayabildim. Bir de kriz riski yoktu.

Ve ameliyat için Amerika’ya gittiniz...

- Tavsiye üzerine oraya gittim. Amerika’ya gittiğimde iki sistemle tedavi uygulanacaktı. Eğer delik küçükse, anjiyo ile kalbe girilip sadece deliğin olduğu yere şemsiye bırakılacaktı. Bu, bir günlük işlemdi. Ama Cleveland Clinic’teki Türk doktor Murat Tuzcu, bunun mümkün olmadığını, çünkü kalpteki deformasyonun büyük olduğunu söyledi. Bu yüzden ASD ameliyatı oldum. Kalbin dışından bir zar alarak o deliği kapattılar. Sonuçta kalp açıldı, dikildi ve bir tane damar işler hale getirildi.

Ameliyat öncesi, sonrası neler yaşadınız?

- Bu çok hassas bir mesele. Bunun bir ajitasyona dönüşmesini istemiyorum. Ameliyata iki gün kala, Bergüzar’la Niagara Şelaleleri’ne gittik. Orası bana çok iyi geldi. Ameliyata giderken de sedyemi taşıyan siyahi erkek hemşire, yüzümdeki endişeyi görünce Bergüzar’ın ameliyathanenin kapısına kadar gelmesine izin verdi. Bana en büyük moral bu oldu. Bir de Amerika’ya doktor olan bir arkadaşım daha gelmişti. Ameliyata girmeden önce bana "Affet. Kendini, başkalarını affet" dedi. En son gününü yaşadığını düşünen, yani o psikolojide olan bir insana söylenebilecek en doğru cümleydi bu. "İyileşeceksin, çok güzel şeyler yaşayacaksın" gibi laflar işlemiyor. "Affetmesini bil" cümlesi, Tanrı’nın yanından hediye edilmiş gibi geldi. Neyse amaliyatım altı saat sürdü. Dört günde de hastaneden çıktım. Dansçı olmamdan ve sigara içmememden dolayı vücut çok dirençliydi.

GÖZLERİMİN İÇİ GÜLÜYOR

Kalbiniz, artık olması gereken ritimde çalışıyor. Bu nasıl bir duygu?

- İnanılmaz bir farklılık. Eskiden yürüyordum, şimdi sanki uçuyorum. Eskiden yaşadığım yorgunluk hali ortadan kalktı. Normal bir insan olabilmek çok güzelmiş. Ameliyat öncesi kalbim 100’ün üzerinde atıyordu. Şimdi dakikada 65 atıyor. Hayatım yavaşladı. Hayat hızlı aktıkça, birçok şey kaçıyordu. Şimdi her şeyin tadına varıyorum. Gözlerinizin içi gülüyor ve her şeye sevgiyle bakıyorsunuz. Ama biraz bencil oluyorsunuz.

Amerika’ya aileniz neden gelmedi?

- Ailemin ameliyattan haberi yoktu. Kardeşimle ilgili çok özel bir durum yaşadığımız için annem açısından her şey üst üste gelecekti.

Bergüzar Hanım ilişkinin başından beri rahatsızlığınızı biliyor muydu?

- İlişkinin ilk günlerinde bu rahatsızlığımı ona nasıl aktaracağımı düşündüm. Bunun yolunu bir türlü bulamadım. Ama o kalpte çok hızlı bir atış olduğunu hissetti. Bunu bana söylediğinde "Senin için atıyor" dedim. Sorunlar paylaşıldıkça ilişkiler kuvvetleniyor. Sevgililik olgusu bana farklı geliyor. Bizim aramızda ilk önce çok güzel bir dostluk vardı. Yani Bergüzar sorunumu ilk anlatabileceğim kişiydi. Kuvvetli, olgun duruşuyla, her şeyimi onunla paylaşabilirdim. Paylaştım da...

O da hiç düşünmeden Amerika’ya geldi...

- Evet. Ondan başka bir şey beklemezdim. Onun yaşadıkları benden daha zordu. Çünkü altı saatlik bir ameliyat sırasında onun boynuna da bir verici takmışlar. Kalbin durdurulmasından tutun, makineye bağlanmama kadar her şeyi dakikası dakikasına o vericiye geçmişler. Sonuçta ben uyutulmuştum... Bergüzar, Amerika’da benim her şeyim oldu. Yanımda annem yoktu ama annemin taşıdığı sorumlulukları taşıdı.

Bu ameliyat insanı egoist yapıyor

Kalp ameliyatlarının kişilik değişimine neden olduğundan söz ederler...

- Evet biraz daha egoist oluyorsunuz. Kendiniz için yaşıyorsunuz. Çünkü kalbiniz o kadar düzenli atıyor ki, siz bu düzeni her zaman tutmak için uğraşıyorsunuz. Dolayısıyla kendinize daha çok değer veriyorsunuz. Benim sınırlarımın içine fazla taşan insanları çok güzel bir şekilde hayatımdan uzaklaştırabilir hale geldim. Hem olgunlaştım hem de içimdeki çocuk büyüdü.

İki ay içinde dans edeceğim

Ne zaman dans edebileceksiniz?

- Doktorum çok ağır hareketler olmamak kaydıyla iki ay içinde dans edebileceğimi söyledi.

Ameliyattan sonra hiç dans etmeyi bırakmayı düşündünüz mü?

- Asla! İnsanın başına her an her şey gelebiliyor. Her zaman "Ben yaşayacağım" azmiyle yaşamak gerek. Her şeyi bırakıp kenara çekilmek için çok gencim. Daha çok şeyler yapabileceğime inanıyorum.

Bundan sonraki hayatınız nasıl olacak?

- Hayatımda hiçbir değişiklik olmayacak. Doktorumun söylediğine göre eskisine göre yaşam kalitem çok daha artacak.

Hiç yorum yok: