Pazartesi, Kasım 5

Deniz Akkaya: Hata ve sevaplarımla


Deniz Akkaya, eski sevgilisi Murat Aslan'dan dayak yediğini söylediği günlerde, "Dayak cennetten çıkmadır. Hak eden dayağı yer" diyen Hülya Avşar'a yanıt verdi: "Benim için 'Hak ettiyse dayak yemiştir' diyen kadınlar yerine Duygu Asena gibi kadınların çoğalmasını istemez misiniz? Seneler önce Tanju Çolak'tan yediğiniz dayakları unuttunuz mu? Bir anne olarak benden yana çıkmanız gerekmiyor mu?"

Deniz Akkaya’nın dalgaları 30 yaşıyla birlikte biraz duruldu. Gazetecilikten oyunculuğa kadar el atmadık alan bırakmayan Akkaya, Elle dergisine verdiği röportajda "Şu saatten sonra deneyecek bir şey kalmadı" dedi. Yeni kartvizitinin meslek hanesinde ise "sinema oyuncusu+televizyon programcısı" yazıyor.

Kendinizi artık yaşlanmış mı buluyorsunuz? Bu yönde açıklamalar yapıyorsunuz da...

- Ben olgunlaşmaktan söz ediyordum. Mühim olan yaşlanmak değil olgunlaşmak. Ve olgunluk bir kadının en güzel dönemi...

Bu 30 yaşına gelmenin avuntusu mu?

- Eskiden öyle görürdüm ama değilmiş. Olgunlaşmak çok güzel bir şeymiş, 30 en keyifli dönemmiş.

Bu gençlik, güzellik fetişizmi Türkiye’ye özgü değil ki; hele de görsel bir iş yapıyorsanız. Bütün dünyada durum böyle...

- Buna çok katılmıyorum. Özellikle görsel işler yapan kadınlar değil, bütün insanlar kendine bakmalı... Ama kafayı bununla bozmak niye? Bir de Türkiye’deki sanatçıların "Üç çocuk doğurdum, beni böyle kabul edin" demelerini de anlamıyorum. Betina Hakko da üç çocuk doğurdu, Madonna da kaç çocuk doğurdu. "Ben Türkiye’nin en güzel kadınıyım" şeklinde büyük cümleler kuruyorsan, kendine bakmak zorundasın. Sonra 18 yaşındaki kızlarla aşık atarsın ve bu da cehaletin kırmızı alarmıdır bence. Ajda Pekkan eleştirilir ama hem kendine hem de seyircilerine çok saygılı. Yaşına rağmen böyle harika görünmesinin tek sebebi yaptırdığı estetikler değil, hayat tarzı ve disiplini. Yıldız Kenter de öyle. Fiziğiyle çıtır çerez modellere bile örnek olabilir!

10 yıldır gündemdesiniz ve hayatınızın üçte biri kamera karşısında geçti. Bu durumdan memnun musunuz?

- Modelliğe üniversiteyle aynı yıl başladım. Memur çocuğuyum ve yurtdışına seyahat etmek gibi imkanlarım yoktu. Seyahatlerimi mesleğim sayesinde yaptım. Bütün meslek hayatımı ben kurdum. Hatalarım ve sevaplarımla kendimi ben yarattım. Hatalarımı başkalarının üzerine atarak sorumluluklarımdan kaçmam.

Hatalarınız size ne öğretti?

- Bana değer kattı. Beş sene önce yaşadıkları kendi hayatları değilmiş gibi suratlarında bir gülümseme maskesiyle dolaşan sanatçı kılıklı insanlar var ortalıkta. Hele de evleniyorlarsa, sanki evlilik öncesi bir hayatları yokmuş gibi davranıp, onu bambaşka bir şekilde gösteriyorlar. Sezen Aksu çok iyi bir aileden gelen, hayatı boyunca eline kocasının elinden başka el değmemiş biri gibi davrandı mı hiç? Yoksa o şarkıları yazabilir miydi? Seda Sayan da gerçek bir kadın, rol yapmıyor. Diğerlerine değil, onlara benzemek istiyorum.

Sizin hatalarınız başkalarına değil, kendinize zarar veren türden miydi?

- Aynen öyle. Ben insanların Allah’ın bir sureti olduğuna ve başkalarına bilinçli olarak zarar veren insanların Allah korkusu olmadığına inanıyorum.

Manevi ve dini konulara düşkünlüğünüz ne zaman başladı?

- Enteresan bir sebebi var. Kırmızı kabala ipleri takma modası başladığında bunun musevilikle ilgili olduğunu ve müslümanların takmaması gerektiğini söyledim. Hem müslüman hem kabalist olamazsın. Herkes çok tepki gösterdi ama ben abur cubur bilgilerle yetinmeyi sevmediğim için dinler, müslümanlık ve tasavvuf hakkında araştırmaya ve okumaya başladım. Gördüm ki bizim dinimiz en felsefi din. Kuran-ı Kerim’deki ayetlerin matematiğe dayandığını gördüğümde hayran kaldım. Kendimi iyi hissetmek için Cevşen takıyorum bazen. Ben dövmeye de karşıyım çünkü insan vücudu çok değerli. Her gencin bir politik, felsefi ve dini görüşü olmalı. Ateist olsa bile nedenlerini bilmeli.

Böylece yeni bir dönem mi açıldı hayatınızda?

- Yaptığınız işle kendinizi doğru ifade etmenin bir yolunu bulursanız, malzeme olmaktan kurtulursunuz. Sanatçı topluma örnek olmak zorunda da değildir. İbrahim Tatlıses hangi birimize uyan normlarla yaşıyor? Ama insanların kalbine dokunan yeteneği sayesinde ona sonsuz kredi verilmiş.


Bu kredi erkeklere daha çok veriliyor galiba...

- Çok doğru. Nil Karaibrahimgil bir röportajda evlenmeden çocuk yapmaktan söz ediyor. Birkaç jenerasyon öncesindeki bir pop şarkıcısı böyle konuşabilir miydi? Oysa evlenmeden çocuk sahibi olmak gayet normal, çünkü evlilik kurumu artık işlemiyor. Evlendiğin sabah her şey değişmiş oluyor. Evlilik kadın için bir kazanç kapısı olmamalı. Kocasıyla var olan evlilik dilencisi kadınlardan hoşlanmıyorum. Evlenmek için saplantıya değil sevgiye dönüşmüş aşk gerekir.

Hálá terapi görüyor musunuz?

- İki sene öncesine kadar düzenli gittim. Benim gittiğim kişi psikoloji eğitimi de almış sosyologdu ve bana hayatla ilgili yollar gösterdi. Bir muhalif durumum vardı; o dış kabuğumu sertleştirmeden topluma uyum sağlamayı öğretti. Toplumla uyum içinde kalarak muhalif duran insanları örnek gösterdi. Bunlardan biri Okan Bayülgen bana göre. Televizyonda bir dönüm noktasıdır. Perihan Mağden’in de yazılarını her gün okumam ama bir kadın olarak duruşunu çok beğeniyorum. Benim için "Hak ettiyse dayak yemiştir" diyen kadınlar yerine Duygu Asena gibi kadınların çoğalmasını istemez misiniz? Seneler önce Tanju Çolak’tan yediğiniz dayakları unuttunuz mu? Bir anne olarak benden yana çıkmanız gerekmiyor mu? Perihan Mağden’in anneliği onlarınkinden çok daha doğru bir anneliktir.

Kariyerinizde 10 yıl önce hayal ettiğiniz yerde misiniz?

- Ben hedeflerimin değil inançlarımın peşinde gidiyorum. Eskiden her şeyin en iyisini yapayım diye sağlığıma dikkat etmeden, uyumadan didiniyordum. Artık böyle yapmıyorum. En başarılı, en güzel olma iddiası kafayı kendinle bozmaktan başka bir şey değil.

Artık modellik yapmadığınıza göre ne iş yapıyorsunuz?

- Kendimi henüz oyuncu olarak görmüyorum. Televizyon oyunculuğunu da sadece para için yapmam. Ancak "Bıçak Sırtı" ya da "Avrupa Yakası" gibi sağlam dizilerde yer alabilirim.

Televizyondan tamamen vazgeçmediniz o halde....

- Yaklaşık üç aydır üzerinde satır satır çalıştığım bir televizyon programı projesi var. Ama yapay bir televizyon karakteri yaratmayacağım. Ben Amerikalı talk show’cu Ellen DeGeneres’i çok seviyorum, lezbiyenliği de dahil olmak üzere her şeyi gerçek. Mesela "Kız" diye konuşarak Seda Sayan’ı taklit eden bir dolu insan çıktı ama gerçek olmakla avam olmak aynı şey değil.

Uyku sorunum kalmadı

Siz bir insomniyak (geceleri) uyuyamayan) olarak biliniyorsunuz. Artık rahat uyuyabiliyor musunuz?

- Artık uyku sorunum kalmadı. Kaçta yatarsam yatayım en az yedi saat uyuyorum.

Uykunun mutlulukla bir ilgisi mi var yoksa?

- Evet, kesinlikle.

Huzurluyum, aşığım, mutluyum

Şu an aşık mısınız?

- Mutluyum ama aşık olunca hemen yüzünden okunan biri değilim. Bende kelebekler ve uçuşma etkisi yaratmıyor. Aşkı ağdalı yaşayan insanlardan değilim. Aşık olmak hayatıma ekstra bir değer katmıyor. Mutluluğum ve yegane yaşama sebebim de aşk değil.

Artık insanların kıymetini daha iyi biliyor musunuz?

- Tam tersine, kendi değerimi daha iyi biliyorum. Değmeyecek bir insana mesai harcamanın bana zararı dokunduğunu gördüm. Bir erkeğe kendinden çok değer veren kadının sonu her zaman hüsrandır. Sevgi aşktan daha önemli. Gelecek gördüğünüz bir ilişkide aşk zamanla sevgiye dönüşmeli.

Gelecekten ne kast ediyorsunuz?

- Bir yastıkta 50 yıl geçirmek. Bence bunun için illa evlenmek de gerekmiyor. Bir arada durmaktan bahsediyorum.

Sizin ilişkinizde böyle bir ihtimal var mı?

- Bilemiyorum, zaman gösterecek. Huzurluyum, aşığım, mutluyum ama bir sene sonrasını görmek için mutlaka yaşamak gerekiyor. Ben insanların önce aynı evde yaşaması gerektiğine inanıyorum, ama sevgilimle aynı evde yaşamıyorum. Özgürlüğüme çok düşkünüm. Kendi özel alanımın olması lazım. Biz iki ayrı evi olan bir çiftiz. Ya da bir evi, bir yazlığı olan bir çift diyelim...

Hiç yorum yok: