Perşembe, Nisan 26
Tamer Karadağlı: 'Kimse sadakat
'Kimse sadakat yeminleri etmesin'
Şebnem AKSON
Evliliğinde büyük bir kriz yaşayan Tamer Karadağlı, kendisine bir suçlu gibi davranılmasını hazmedemiyor. Eşinin her zaman başının tacı olacağını söylese de evliliğin ona göre bir kurum olmadığının altını çiziyor..
- Siz, sıkışmış değil 'sıkıştırılmış' bir adam görüntüsü veriyorsunuz, karısı tarafından... Çünkü kendisine iyi bir koca olamayacağınızı ispat etmiştiniz zaten...
- Kime ne? Bunun hesabını ancak Arzu yapar ya da ben.
- İyi ya, suç artık sizden çıkmıştı diyorum...
- Ne suçu? Bana vatan haini gibi davranmaya kimin hakkı var. Ne yapmışım? PKK'ya mı karıştım, polis otosuna molotof kokteyli atıp yaktım mı? Beni küreğe mi mahkûm edeceksiniz, direğe mi asacaksınız? Arzu son derece aklı başında ve güçlü bir kadındır. Birçok değeri ve erdemi olan bir insan. Tıpkı benim gibi. Ben iyi bir koca olamamış olabilirim, e hadi beni asalım!
- Tabii ki, her şey olmak zorunda değilsiniz...
- Biz Arzu'yla, bir tek evlenmemiştik. Bir de onu denemeye karar verdik. Ne yazık ki, ben bu evlilik için çok ideal bir yapıya sahip olamayabilirim. Bu benim Arzu'ya verdiğim değeri hiçbir zaman alçaltmaz. Arzu benim için her zaman baş tacı olacaktır. Bana bir melek verdi, Zeyno. Yani ben çocuk da düşünmüyordum hiç. Çocuk sahibi olma fikri beni çok korkutan bir şeydi.
- 2004'te ortaya çıkan kamera görüntülerinin ardından, yani irice bir krizin ardından çocuk sahibi oldunuz. O görüntülerden sonra sizden çocuk istedi o halde...
- Arzu çok istiyordu, ama benim de Arzu acaba anneliği kıvırabilir mi gibisinden en ufak bir tereddütüm olmadı ki. Çocuğum olacaksa, Arzu'dan olmasını istedim. Ona hep güvendim.
- Ama onun böyle bir konforu hiç olamadı, size güvenmekten bahsediyorum...
- Hiçbir zaman onun böyle bir konforu olamadı. Fakat ben iyi bir koca olamasam da, zaten böyle bir iddiam yoktu, çok iyi bir baba olmak için elimden gelen her şeyi yapacağım. Dünyadaki en büyük hazinem kızım ve o bizim Arzu ile tarafsız bölgemiz.
- İyi de Rus kadınlarla görüntülendikten sonra onu Amerika'lara götürüp ikna eden siz değil misiniz?
- Ben kimseyi ikna etmek için büyük çabalar, ayaklarına kapanmalar yaşamadım. Şu ibare beni hep rahatsız etti: Karısı tarafından affedilen Tamer Karadağlı. Ben karıma hiç sadakat yemini etmedim. O dönem yaptığım en büyük hata herkesin önünde çıkıp "Karımdan özür dilerim," demek oldu. Ne oluyor ya? Kime ne? Karımla benim aramda olan şey. Aaa, Rus kadınlarla basıldı. Ulan şu anda İstanbul'da 1 milyon kişi Rus kadınlarla beraber oluyor. Bir tek ben miydim? Karım da son derece güçlü bir şekilde yanımda durmaya çalıştı. Ben kötü örneğim, ayrıca örnek olmak istemiyorum. Niye örnek alınayım ki? Haksızlık bu bana.
- Ona yalan söylediniz.
- Söyledim.
- O da zaten "Yazılan her şey doğruymuş," diye küskün bir demeç verdi...
- Bazen olayların ısısıyla verilmemesi gereken demeçler verilebiliyor. Arzu'yu bu konuda suçlayamam.
- Bir an Arzu ile yer değiştirin, siz nasıl davranırdınız?
- Böyle bir adamla evlenmezdim. Ben kötü koca, ama iyi başka bir şey olabilirim, yani bütün rolleri mükemmel şekilde omuzlamak durumunda değilim.
- İnsanlar başlangıçta sizi oyunculuğunuzla sevmişti...
- Ne değişti? Oyunculuğum mu? Dünyanın en ünlü ressamı kulağını kesip bir kadına yollamış. Sapık mı diyeceğiz ona? Aaa, resimlerine bakmayalım, hatta yakalım, gömelim onu, asalım. Çünkü olmaz öyle şeyler, kulak kesilmez. Allah Allah! Dostoyevski de kumar oynuyordu, kumar borcunu ödemek için yazıyordu. Olmaz, çok ayıp, bir erkek kumar oynamamalı. Kime ne? Herkesin hayatı kendisini ilgilendirir. siyinam@sabah.com.tr
- Arzu kaybetmeyi göze aldığınız bir eş mi?
- Arzu benim için kaybetmeyi asla göze almayacağım bir insandır.
- Ama ben 'eş' dedim...
- İşte bütün roller birbirine giriyor şimdi. Çok açık söyleyeyim hani Arzu'ya böbreğimi veririm, kolumu veririm. O kadar samimiyim. Ama biz artık şu anda aynı ev içinde anlaşamıyor olabiliriz. Ama bu, ona insan olarak değer vermiyorum anlamına gelmez. Evden çıktım. Tabii ki çıkacağım, erkek adam ceketini alır ve kendisi çıkar. Ben ailemden öyle gördüm. O ev her şeyden önce kızımın evi. O anlamda Arzu'yu hiçbir şekilde rencide etmem. Ayrıldık diyelim, mahkeme 1000 YTL nafaka diyecek. Ben 1000 YTL mi vereceğim? Yani böyle saçma sapan şey olur mu?
- Neden bugüne kadar Deniz Uğur'la aranızda olup bitene sahip çıkmadınız?
- Deniz'i bugüne kadar ne kabul ettim, ne de reddettim. Çerçevelenmesini istiyorlar, karşı çıkıyorum. Nedeni şu: Onu konuşmak için beni arayacaklar. Telefonlarım susmayacak.
- Deniz nasıl bir kadın, onda bulduklarınız neler?
- Ben şimdi sana o insanda ne bulduğumu anlatmaya kalkarsam, sanki bir taraf tu kaka, diğerine sığındım gibi bir sonuç da ortaya çıkabilir. Ben işte buna şiddetle karşıyım. Şu anda benim için öncelikli sırada evliliğimle ilgili problemleri halletmek var, ondan sonrasını hayat gösterir. Deniz'le arkadaşlığımın boyutu kimseyi ilgilendirmez. Kimseyi çerçevelemekten yana değilim.
- Nasıl bir insan?
- Çok iyi bir insan. Ne olur daha fazlasını isteme. Bir taraflara iyi görüneyim diye bir tarafı gömmek bana yakışmaz. Deniz kendi jenerasyonu içindeki en iyi oyunculardan biri. Aramızdaki alışveriş bir oyuncu olarak bana haz veren önemli bir güdü. Paylaşımımız çok güçlü. Tek başına ayakta durmaya çalışıyor. Çok büyük trajediler geçirmiş bir insan. Çok büyük travmalar... O yüzden de hani bir taraf çok iyi, bir taraf çok kötü gibi bir şey olmasın, bu bana yakışmaz.
- Kiminle evli olsaydınız, nasıl bir kadınla, onu aldatmak çok ama çok zor olurdu?
- Ben evlenecek olsam gene Arzu'yla evlenirdim. "Keşke evlenmeseydim," dediğim zamanlar çok oldu ama. Kimse içeride neler yaşandığını bilemez, ama benim habitatım çok daraldı. Hiçbir şey yapamaz oldum. Yaşam alanım daraldı. İnsanlar beni niye sevdi? Oyunculuğumdan dolayı. Ama ben şimdi işime konsantre olmalıyım değil mi?
- Erkekler bazı şeyleri ne yazık ki farkına varmakta epey gecikiyorlar...
- Öyle ama bu bir vefa borcu değil ki, belki de öyle, bilemiyorum. Ama ben Arzu'yu hiçbir zaman satmam, satamam. Yani Arzu'nun belki de yaptığı en zor şey Tamer Karadağlı'nın karısı işini yapıyor olmaktı. Bu çok ağır bir yük aslında. Bu, ona haksızlık. O yüzden Arzu benim canıma okur, ama Arzu'nun hakkıdır o.
- Ayrılırken ileriki yıllarda onun 'bir başkasına âşık ama mutlu' bir kadın olmasını sağlamak için elinizden geleni yapacak mısınız?
- Açık söyleyeyim yapmam.
- Peki, sizinle evliyken bir başkasına ilgi duyup beraber olduğunu duysanız, bu sizi bozar mıydı?
- Bozar tabii, kimi bozmaz ki, herkesi bozar.
- Arzu ya sizi anlayışla karşılarsa, ortaya çıkan modele razı gelir misiniz? Boynunuzu büker misiniz?
- Hayır. Kim boyun büker ki?
'SMS yoluyla oylama mı yapalım?'
- Hayatınızın kadını kim?
- Ne Ayşe, ne Fatma. Zeyno. Hayatta yaptığım en güzel şey kızım. O bana o kadar büyük bir rahatlık veriyor ki. Şimdiden ona bol bol kitap okuyorum. Defalarca okuduğum kitap Küçük Prens'tir. Küçük Prens hayatı anlatır. Hayat yolculuğunu. Gerçekten önemli mesajlar içerir. Babam bana almıştı. Babamın bana aldığı tarihi bile hatırlıyorum. 12.12.1975. O kadar sevdiğim bir hikâyedir ki, geçenlerde babam Zeyno'ya göndermiş. 'Küçük Prensesim, işte yolculuk başladı. Senin de hayatında dikenli güller olacak, tilkiler olacak, gül bahçeleri göreceksin ve senin de küçük Zeyno'ların olacak. Hadi iyi yolculuklar,' diye yazmış. Tüylerim diken diken oldu.
- Ne zaman sonuçlanacak bu kriz?
- İnsanlar söyleyeceklerini söylesinler. Biz ondan sonra konuşuruz. Arzu'yla konuşuyorum zaten. 40 küsur yaşındayım, bırakın da sağlıklı karar vereyim ya da karım versin. SMS yoluyla oylama mı yapalım? Arzu Balkan boşansın mı, boşanmasın mı? Kime ne?
-Bütün bu olan bitenler içinde sizin yaşadıklarınız neler?
- Çok ciddiye almamaya çalışıyorum ama kırılıyorum. Ben ne yapmışım böyle? Evlilik insanların bin sene önce kurmuş oldukları bir kurum. Erkek spermlerini saçmaya çalışır, kadın toplamaya. Kim neye sadıktır? Bizi en çok daraltan nokta 'affetti, affedildi' meselesi. Affetti ama değmedi. Benim neye değip değmeyeceğime karar verecek merci kim? Ben hiçbir zaman sadakat yeminleri etmedim, kimse de etmesin. Hayat homojendir. Hiçbir şeyin garantisi yoktur.
- Arzu evinde. Ben her gün eve gidiyorum, kızımla oynuyorum, bir iki saat geçiriyorum. Arzu'yla konuşmuyorum diye bir şey söz konusu değil. Orası onun evi, kızımızın evi. Ben ceketimi aldım, çıktım. Şu anda annemin evine yerleştim. Kızımızın sağlığı çok önemli. Belki şu anda bir krizden geçiyor olabiliriz, ama bunu ona hiç hissettirmemeliyiz. Zeyno beni her gün görecek. Karım beni boşar, boşamaz. Bu kimseyi ilgilendirmez. Şu anda öyle bir infial yaşanıyor ki, etraf toz duman. O toz toprak yerine yerleşsin, gereğini yaparız. Şu anda doğru kararları sağlıklı alamayabiliriz. Zamana ihtiyacımız var.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
Bir hayatı kurtarmak için bir böbrek satmak isteyen 18 yaşından büyük ciddi böbrek vericileri arıyoruz ve her bağışçı için iyi bir teklif ve diğer tazminatlarımız var.
Bizim sürecimiz hızlı ve güvenliğiniz garantilidir.
Lütfen bize ulaşın iowalutheranhospital@gmail.com
Ayrıca whatsapp +1 929 281 1248 numaralı telefondan bizi arayabilir veya bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Yorum Gönder