Pazartesi, Haziran 11

Hüsnü Şenlendirici: Deniz'i seviyorum


Deniz'i seviyorum aşığım demedim ki

"Evliyken başka bir şey yaşamaya başladım, benim hatam bu! Ama bunun ardından da eşimin yaptığı açıklama büyük bir hataydı. İnsanın tekrar bir araya gelme ihtimalini düşünüp öyle konuşması lazım. Dilin kemiği yok tabii. Ayrıca ben 'Deniz'i seviyorum, aşığım' demedim ki."



Deniz’i seviyorum aşığım demedim ki

Kafası hálá karışık bir erkek Hüsnü Şenlendirici... Ama en azından dürüst bir erkek! Deniz Seki’yle yaşadığı aşkı inkar etmedi ve "Çok istemeden de olsa" deyip evliliğini bitirdi. Üzüntüden bir ayda 10 kilo verdiğini belirten Şenlendirici, suskunluğunu Elele dergisi için bozdu.

Yeni albümünüz ne zaman çıkıyor?

- Beni son zamanlarda en çok heyecanlandıran iş, Taksim Trio 3+1 projesi oldu ve kendi albümümden önce bunu yapmaya karar verdim. İsmail Tunçbilek bağlama, Aytaç Doğan kanun çalıyor. Ben de klarnet. +1 ise aramızda bağlantı kuran ruhu temsil ediyor. Bugünlerde piyasaya çıkması lazımdı ama reklam yaptı derler diye çıkarmıyorum. Belki de ilk önce Avrupa’da çıkaracağız, daha sonra Türkiye’de.

Hayranlarınızdan gelen tepkiler nasıl?

- İnsanlar beni yıllardır AKM’de, Babylon’da ve benzeri mekanlarda onlara özel çalan bir adam olarak tanıyorlardı. Hüsnü Şenlendirici’yi tanımak onlara gurur veriyordu. Ama ben biraz fazla göze battım son dönemlerde.

Sanırım fitili ateşleyen şey eşiniz Nazire Şenlendirici’nin basına konuşması oldu. Haberiniz var mıydı konuşacağından?

- Yoktu. Bu işler aile arasında kalması gereken şeylerken çok ayyuka çıktı. Ben de bu yüzden bir türlü kafamı toplayıp evime dönemiyorum ve dönmeyeceğim. Çünkü bu işlerin aile arasında bitirilmesi lazım, bitirilemiyorsa bir büyüğe başvurulur. Büyük gelir, arayı bulmaya çalışır ama biz maalesef mahalle kavgası gibi ortaya döküldük. Her gün her kanalda Hüsnü Şenlendirici! Kendi adımı duymaktan nefret ettim artık. Hatta Hüsnü Şenlendirici ismi o kadar ayağa düştü ki kendi kendime acaba kaçsam mı bu ülkeden dedim.

Eşiniz konuşmasa boşanmayacaktınız, öyle mi?

- Konuşmasa boşanmazdım.

Ama eşinizi aldattınız. Evlilik her şeyi kaldırabilir mi?

- Evlilik her şeyi kaldırabilecek bir kurum! Çocuklar ve geride bir yaşanmışlık olduğu zaman, insanların kavga ederken ya da kötü şeyler başlarına geldiği zaman geriye dönüp mutlu günleri düşünmesi lazım. Mutlu günleri düşünüp susması ya da affedici olması lazım. Tamam kimi insan kocasının kendisini aldatmasını kaldıramaz. Ama biz Nazire Hanım’la 15 yaşından beri beraberiz. 16 yıllık beraberliğimiz bu işi kaldırabilecek bir beraberlikti.

Parayı ve şöhreti bulunca eşinizi terk ettiğiniz gibi bir görüntü çizildi...

- İnsanlar benim parayı bulduğumu zannediyorlar ama eskiden daha iyi para kazanıyordum. Çünkü daha çok konserde çalıyordum. Artık daha seçici olmak zorundayım. Benim bindiğim arabaya takmışlar. Ben iyi para kazanan bir müzisyenim. Hemen hemen sekiz yıldır cip veya son model spor arabalara biniyorum. Ama halk, parayı buldum, cipe binmeye başladım, bir taraflarım kalktı zannediyor. Öyle değil. Şöhret olma mevzusuna gelince... Ben "Hüsnü Klarnet" albümüyle var olmadım, sadece şöhretimi katladım. Zaten Laço Tayfa’yla 2000 yılından beri tanınıyordum. Halka şunu göstermeye çalışıyorlar; parayı buldu, şöhreti, güzel kadınları buldu ve ailesini başından attı. Sonuçta bir şey yaşıyorum ve erkekliğime yediremediğim için bu yaşadığım şeyin arkasında durmam gerektiğini düşünerek "Evet, bir şey var" dedim. Bu kadar ortaya dökülmesinin sebebi en başta benim hatam. Ben bir hata yaptım.

Hata derken?

- Evliyken başka bir şey yaşamaya başladım. Hatam bu! Aslında en büyük hata benim.

Pişman gibisiniz...

- Hayır. İlk hatayı yapan benim, ama ardından da eşimin yaptığı açıklama büyük bir hataydı. Hata hatayı getirdi ve buralara geldik.

İnsanın 16 yıllık eşiyle hiç konuşmadan basına konuşması sizce de garip değil mi?

- İnsanın tekrar bir araya gelme ihtimalini düşünüp de konuşması lazım. Ayrıca ben "Seviyorum, aşığım" demedim ki. Bana gazeteciler "Dürüstçe söyleyebilir misiniz, beraber misiniz?" diye sorunca o anda "Hayır" demek ters geldi. "Olabilir ama evli olduğum için söyleyemem" dedim. Bundan sonra koptu ipler.

Deniz Seki’ye aşık oldunuz mu, olmadınız mı?

- Böyle bir yorum yapmam. Çünkü hálá nikahım altında eşim var ve ben hiçbir zaman "Seviyorum, aşığım" demiyorum, demeyeceğim de. Eşime saygı duyuyorum, beni 16 yıldır başının üzerinde taşıyor. Onunla birlikte yürüdük tüm yolları. Yaşadığım şey ne olursa olsun "Bir başka kadına aşık oldum" diyemem.

Ne zaman ve nerede tanıştınız Deniz Hanım’la?

- Parkorman’daki konserde tanıştık. Geçen sene ağustosta. Ben çalıyordum, onun da benden sonra konseri vardı. Kuliste tanıştık.

Bir kadının nesi etkiler sizi?

- Benim yaptığım müziği anlayabilen bir insan benim için daha özel bir insandır.

Fiziksel özellikler ne derece önemli ve Deniz Seki’nin fiziğinden etkilendiniz mi?

- Fiziksel özellikler önemlidir. Ve evet etkilendim tabii, insanız.

Boşanmanızın Deniz Seki’yle ilgisi var mı?

- Boşanmanın üçüncü şahısla alakası yok. Üçüncü şahsın bu olayların gelişmesiyle, olayların buraya gelmesiyle alakası var.

Deniz Seki’yle evlenmeyi düşünüyor musunuz?

- Deniz’le evlilik hiç gündeme gelmedi. Ben kafamda bu olaylar olmadan önce evliliğini bitirmiş bir adam değildim. İnsanların önce kafalarında evliliği bitirip sonra planlar yapmaları gerek. Benim de bir bocalamam var. Çok istemeden bu olayı bitiriyorum ve önümüzdeki günlerin bana ne getireceğini hiç bilemiyorum.

Deniz erkek gibi kızdır

Deniz Seki sizce cesur bir kadın mı?

- Erkek gibi kızdır. En az benim kadar erkek.

Onun yıprandığını düşünüyor musunuz?

- Tabi kii, o da mahvoldu.

Şu anki ruh haliniz nasıl? Mutlu musunuz?

- Mutsuzum! Bunlar babamdan aldığım terbiyeye, aileme ve kendime duyduğum saygıya hiç yakışmayan şeyler.

Hayatınız geriye sarabileceğiniz bir film olsaydı, nereye kadar başa sarmak isterdiniz?

- 15 yaşıma dek gider ve annemin beni evlendirmesine izin vermezdim. İlkokul aşkımdır Nazire. Belki yine onunla evlenirdim ama kendim karar verip evlenmek isterdim.

Hiç yorum yok: