Salı, Haziran 5
Yıldız Asyalı: 24 yaşında bir kadınım
Artık 24 yaşında genç bir kadınım
"Eyvah Babam" ve "Kanal D Çocuk Kulübü" ile hafızalarda yer eden çocuk oyuncu Yıldız Asyalı, artık alımlı bir genç kadın...
"Eyvah Babam" ve "Kanal D Çocuk Kulübü" ile hafızalarda yer eden çocuk oyuncu Yıldız Asyalı, artık alımlı, hoş bir genç kadın... Yoğun geçen çocukluk döneminden sonra hız kesmeyen, yeni projelerle yoluna devam eden Asyalı, "Hayatı sindire sindire yaşıyorum. Her şeyin bir zamanı var ve ben de zamanına göre hareket ettiğimi görüyorum. Artık 24 yaşında genç bir kadınım" diyor.
Oyunculuğa 13 yaşında başladınız. Sektöre erken girdiğinizi düşünüyor musunuz?
- Hatta daha da önceden... Babam opera orkestrasında viyola çalıyor. Annem ev hanımı ama küçüklüğünden beri klasik müzik dinleyicisiymiş. Anneannem de çok ilgiliymiş müziğe, bağlama çalarmış, şarkı söylermiş. Ablam Güliz ise konservatuvarlı, viyola çalıyor ve şimdilerde dizi müzikleri yapıyor. "Kader" dizisinin müziğinde de onun imzası var. Annem bana hamileyken, ablam ne zaman keman çalsa annemin karnını tekmelermişim... Annem "Dur Güliz, aman çalma Güliz" der dururmuş. Sonunda 24 saat ağlayan bir bebek olarak açmışım gözlerimi hayata...
Sorun mu varmış?
- Hiperaktif bir bebek olduğum için böyleymiş. İki buçuk yaşındayken bütün şarkıları ezberlemeye başlamışım, piyanodaki notalara doğru seslerle karşılık veriyormuşum. Sonra 5 yaşında AKM Opera ve Çocuk Korosu’nda nota, solfej dersine başladım. Yücel Elmas’la çalışıp güzel koro parçaları öğrendim. 7 yaşında Timur Selçuk’un "Bir Uzay Masalı" adlı pop-operasında oynadım. Müzikalleri küçüklüğümden beri çok severim. 8 yaşındayken de "Neşeli Günler" müzikalinde oynadım zaten... 9 yaşında konservatuvarın yarı zamanlı keman bölümüne girdim. "Neşeli Günler" 13 yaşıma kadar devam etti. Bu arada 10 yaşında Rotary Lions Kulübü’nün düzenlediği keman yarışmasında İstanbul birincisi, ardından da Türkiye ikincisi oldum.
0-13 yaş döneminizde müzik anlamında yeterli donanıma sahip olmuş, birçok başarıya da imza atmışsınız zaten...
- Evet, benim şekillenmemi sağlayan, dolu dolu geçen zamanlardı. 13 yaşında Fahris Akarsu ile tanışma imkanı bulunca müzikal konserlere başladım. İnanılmaz iyi müzisyenlerle çalıştım. Sarah Brightman ve Burak Kut konserinde bir müzikal parça söyledim. Sarah Brightman "İngiltere’ye gönderin bu kızı" dedi. Ama aileme çok bağlı ve duygusal küçük bir kız olduğumdan gitmedim. Ayrıca bale yapıyordum o zamanlar. 4 sene ders aldım...
Müzik anlamında yapmadığınız kalmamış...
- Evet, biraz öyle... Neyse, 15 yaşında Faruk Bayhan ve Aslı Öyken ile tanıştım. Tanışmamıza benim için çok önemli olan sevgili Haldun Dormen vesile olmuştur. Ödüller aldığımız ve 2 yıl öncesine kadar devam ettiğimiz "Kanal D Çocuk Kulübü"ne başladım, bir sene sonra "Eyvah Babam", ardından "Eyvah Kızım Büyüdü" ile okul hayatım, konservatuvar ve konserler sürdü. Ergenlik döneminde depresif durumlar yaşadım normal olarak, çok hassastım, ailem benimle epey uğraştı. Kötü olan, yanlış yaptığım bir şey yoktu ama o yaşlar gergin geçti işte. Derken "Hayat Bilgisi" dönemim geldi, o zaman enerjim düştü.
Daha çocuk yaşlardayken tüm bunlar için koşturmak size ağır gelmedi mi?
- Yoo, zamanla alışmıştım çünkü. Hiç bırakmak da istemedim. Benim gibi düşünen insanlar, bir işi güzel yapmanın zorluklarını bilirler. Sabah 07.00’den ertesi sabah 07.00’ye kadar çalıştığımı biliyorum ben... Ama kötü bir hırsım olmadığı için ilerde travma yaşayacağımı sanmıyorum. Benim yaşadığım şöhret değil sevgi... Lisedeyken yer aldığım işlerden dolayı kaydım silinmek durumundaydı, ama ben dışarıdan okulumu başarıyla bitirdim. Hayatı sindire sindire yaşıyorum. Her şeyin bir zamanı var ve ben de zamanına göre hareket ettiğimi görüyorum. Artık 24 yaşında
genç bir kadınım... Eğer hálá 15 yaşında biri gibi gösterilseydim, işte o zaman bana ağır gelirdi, bunu kaldıramazdım. Ailem, Aslı Öyken ve Faruk Bayhan beni doğru yönlendirdi. Yetiştiğim okulların ve gerçek sanatçılarla büyümemin hep faydasını gördüm. Bu arada Özcan Deniz’in aranjörü olan eniştem Erim Ardal ve eşi ablam Güliz Asyalı da beni çok iyi yönlendiriyor, beraber çalışıyoruz.
"Hayat Bilgisi" dizisinden sonra sahne deneyiminiz de oldu sizin, öyle değil mi?
- Evet, o dönemden sonra sahnede hem keman hem vokal olarak sanatçılarla çalıştım. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda Fatih Erkoç ile tanıştım ve uygun zamanlarda 1,5 yıl onunla aynı sahneyi paylaştım. Çok güzel konserlerimiz oldu. Düet yapıyorduk. O da benim hocamdır. Üç yıl da Yaşar ile birlikte çalıştım.
Sahne mi oyunculuk mu desem?
- Benim istediğim hep sahne oldu. 13 yaşımdan beri beste yapıyorum. 30 tane bestem var ve duygusal yönüm burada ortaya çıkıyor.
Vanessa Mae gibi siz de sahne şovları yapmak ister miydiniz?
- Neden olmasın? Zamanı gelince olur. Keman gerçekten benim için çok önemli ama onun kalitesini bozmayacak şekilde yapmam lazım sahne şovunu...
Albüm hazırlığınız var mı?
- Evet, Gürsel Çelik ve Ozan Çolakoğlu’yla çalışmaya başladım. Gürsel Çelik’le sabahlara kadar çalışıyoruz ve çok ilginç bir albüm hazırlığındayız. Güzel şeyler yapacağız.
Tarzı ne olacak, pop mu?
- Değişik bir tarz olacak. Biraz R&B pop gibi... İçinde söz ve müziği bana ait parçalar da olacak. Hazırlıklar bu sene içinde bitecek. Şu sıralar Ajda Pekkan’a vokal yapıyorum. Bu zaman zaman devam edecek. Benim için mükemmel bir sanatçı ve deneyim. Vaktim olduğunca onunla çalışmaya devam edeceğim.
Yasak Elma’yla ekrana dönüyorum
Mustafa Altıoklar’la birlikte "Yasak Elma" adlı bir diziye başlıyorum. Komedi-gerilim tarzında bir gençlik dizisi. Çekimleri Assos’ta yapılacak. Albüm çalışmalarım da devam ettiği için bir süre İstanbul-Assos arasında mekik dokuyacağım yani... Yoğun bir yıl olacak benim için. Dizide bir arkeoloji öğrencisini canlandıracağım. Cool bir kız, farklı bir enerjisi var. Hem tatil hem de kazı yapmak için Assos’a gidiyor, olaylar ondan sonra başlıyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder