Pazar, Eylül 23

Yıldırım Mayruk :En güzel..


Yıldırım Mayruk "En güzel kadın sensin" dedi.

"Emre'yi kaybetmekten korkuyorum. İki buçuk yıl sonra hâlâ korkuyorum. Mesela bir haber çıktı. 'Emre Altuğ gece çapkınlık yaparken iki kızla yakalandı, motor bakmaya gidiyorum dedi' diye. Halbuki ben biliyorum. Okan Bayülgen'le klip çekecekler, eski model bir motor bakmaya gidecekler, gecenin bir yarısı motorcuyu açtırıyorlar. Herhalde motorcunun iki kız arkadaşı içeride, sinirin bozuluyor..."

Elele dergisine konuşan Çağla Şıkel, podyum dünyasında tartışma yaratacak bir açıklamada bulundu: "Yıldırım Mayruk, ’Şimdi bana sorsalar en güzel kadın kim diye, bu enerjiyle seni söylerim’ dedi. Ben de ’Evet, mutluyum ve podyumu özlemişim’ dedim."

Şu an hayatınızda olan Emre Altuğ nasıl bir erkek?


- Bunu çok fazla anlatmak istemiyorum aslında. Çünkü, bizim yaşadığımız ilişkide benim Emre’ye duyduğum o büyük, anlatılmaz duyguyu başkaları bilsin istemiyorum. Sanki anlatırsam bir şeyler benden gidecek. Ama Emre öyle ki, hálá çok aşığım. O, aşık olduğum erkek.

Pamuklara sarıp sakladığınız bu ilişkinin başlama hikayesi nasıl?

- Aslında ilk tanışmamız Gülben Ergen’in programında oldu. Ben onun çok ukala olduğunu, o da benim ayaklarımın çok çirkin olduğunu düşünmüş. "Ama yanlış görmüşüm" dedi sonra. (Gülüyor) Sürekli gösteriyorum ona "Güzel ayaklarım" diye! Sonra bir arkadaşımızın evinde yılbaşında karşılaştık. "Acaba mı?" diye birbirimizin aklından geçtik. Sonra bir başka arkadaşımızın doğum gününde karşılaştık. Niye görüşmüyoruz diye bir düşündük ve görüşmeye başladık.

Bu ilişkinin damağınızda nasıl bir tadı var?

- Şunu söyleyebilirim ki, hayatımda hiçbir ilişkimde bu kadar emek vermemiştim. Bu kadar enerji harcamamıştım. Hissettiklerimin iki buçuk yıl sonra bile ilk günkü gibi olduğunu söyleyebilirim. Çok zor bir ilişkimiz var bizim. Hakikaten çok zor!

Onu kaybetmekten korkuyor musunuz?

- Evet, belki de bu kadar anlatmak istemememin nedeni kaybetme korkum. İki buçuk yıl sonra hálá korkuyorum. Özellikle bizim camiadaki ilişkiler çok çabuk yıpratılıyor. Mesela bir haber çıkmış: "Emre Altuğ gece çapkınlık yaparken iki kızla yakalandı, motor bakmaya gidiyorum dedi" diye... Halbuki ben biliyorum. Okan Bayülgen’le klip çekecekler, eski model bir motor bakmaya gidecekler, gecenin bir yarısı motorcuyu açtırıyorlar. Herhalde motorcunun iki kız arkadaşı içeride. Sinirin bozuluyor...

Sizi bir arada tutan o efsunlu duygu nedir?

- Çok denememize rağmen birbirimizden vazgeçemiyor olmamız. Birbirimize duyduğumuz aşka aşığız aslında!

Basında hep kavga ettiğiniz yazılıyor...

- Size yemin ederim, hiç aslı astarı olan şeyler değil bunlar. Kavga ettiğimiz, tartıştığımız dönemler tabii ki oluyor. Evet ayrıldık ama asla yazılıp çizildiği kadar ayrılık olmadı.

Kendi içinizde zorlandığınız noktalar ne oldu?

- Karşılıklı güven duymayla ilgili oldu.

Bir röportajınızda "Geriye baktığımda ağlayasım geliyor. İleride kendimi görmek istediğim tek an, bebeğimi kucağıma aldığım an" demişsiniz.

- Bunu kesin canımın yandığı bir dönemde söylemişim... Ama hep çocuk istedim hayatımda. Sevgilinizle evlilik, bebek planlarınız var mı?

Kişisel bakımlarınızın dışında neler yapmayı seversiniz?

- Meditasyon yapıyorum. Ama kendimi sadece karanlık hissettiğimde yapıyorum. Resim yapmak benim için bir terapi. Özellikle Emre Amerika’ya gittiğinde 3-4 tane tablo birden yapmıştım. Çok özel! Onun evinin her katında benim bir tablom vardır. Çok aşkla yapılmış şeyler.

Hasret tabloları yani...

- Biz uzak kalınca arıza çıkarmaya başlıyoruz hemen. Hassas bir dönemimdi. İki-üç gün bile ayrı kalınca tırmıklamaya başlıyoruz birbirimizi.

Ayrı kalamıyorsunuz. Peki birlikte mi yaşıyorsunuz?

- Yok hayır, ben ailemle yaşıyorum. O yalnız yaşıyor. Ama dediğim gibi pek ayrı kalamıyoruz.

Moda sektöründe nasıl bir duruşunuz ve yeriniz var sizce?

- Bu yıl 10’uncu yılım. Çok sağlam bir duruşum olduğunu düşünüyorum.

Mesleğinizde sizi farklı kılan ne?

- Podyumda beni en özel kılan şey, insanların önüne geçme çabamın olmaması. En arkada olsam da enerjimle en iyi olabileceğimi bilme rahatlığı, özgüveni. Yıldırım Mayruk, daha podyuma çıkmadan, "Şimdi bana sorsalar en güzel kadın kim diye, bu enerjiyle seni söylerim. Herhalde hayatının en güzel günlerini yaşıyorsun" dedi. "Evet, mutluyum ve podyumu çok özlemişim" dedim.

Tasarımlarımı kendim yapıyorum

Markanız Shick-L’den biraz bahseder misiniz?

- Kendim için aksesuvarlar yapıyordum. Bir şapka ya da bandana alıyordum, sonra da bu ne kadar parıltısız diye, annemle Eminönü’ne gidip taş alıp üzerine işliyordum. Sonra çok beğenildi, çok istedi arkadaşlarım. Hiç aklımda yokken Lobi’nin ortağı Tuvana Büyükçınar, "Neden birkaç parça yapıp mağazada satmak için vermiyorsun" dedi. Satışlar çok iyi gitti. Şimdi yaz için 15 tane örgü bikini yaptık.

Bikinileri de siz mi örüyorsunuz?

- Aslında örebiliyorum ama yetiştirmem mümkün değil. Ben renkleri seçiyorum, evdeki yardımcımız Leyla Hanım örüyor. Sonra da taşlarını işliyorum.

Markalaşma planınız var mı?

- Bir ekip kurmam gerekiyor öncelikle. Şimdilik çok fazla vaktim yok.

Akmerkez’deki gayet profesyonel bir defileydi

Medya önünde hiç hata yaptığınız bir dönem, ya da olay oldu mu?

- Aslında olmadı. Yanlış bir şey yaptığımı düşünmüyorum. Ne Yüksel Ak’la, Şenol İpek’in evliliğindeki "Tostumu yedim, geliyorum" mesajında, ne de Akmerkez olayında. Benim hiçbir kabahatim olmadı. Ama basında farklı yansıtıldı.

Akmerkez defilesini niye sansasyon olarak yorumluyorsunuz?

- O hale getirildi.

Nedir şu Akmerkez olayı?

- Herkes sustu, ben konuştum o zaman da. Hálá da susuyor insanlar. Niye konuşmuyorlar anlamıyorum. Defile önce Klasis Otel’deydi. Neşe Erberk böyle söylemişti. Sonra yer değişti, Akmerkez Residence oldu. Defilemizi yaptık, döndük. O kadar... Gayet profesyonelce bir defile yapıldı, o kadar.

Elele’den Seksi Anneler kitabı hediye

Röportajın devamını Elele’nin eylül sayısında okuyabilirsiniz. Elele, eylül sayısında herkese "Seksi Anneler" kitabı hediye ediyor. Kitap, aşk hayatından gelen zevkleri, anneliğin zevkleriyle bütünleştirmek isteyen kadınlar için yazıldı.

Hiç yorum yok: