Pazartesi, Aralık 24

Julia Lescova: Çok fakirdik


Çok fakirdik ama kötü yolu seçmedim

Julia Lescova, "Türkiye'de mankenler podyumda şov yapmayı seviyor. Podyum üzerinde yoğun bir trafik oluyor. Aynı İstanbul trafiği gibi" diyor.

"Best Model Of Turkey 2006" birincisi Julia Lescova, "Türkiye'de mankenler podyumda şov yapmayı seviyor. Podyum üzerinde yoğun bir trafik oluyor. Aynı İstanbul trafiği gibi" diyor.

Çok fakirdik ama kötü yolu seçmedim

Best Model Of World 2006 birincisi Julia Lescova’nın çocukluğunda yaşadığı sıkıntılar hálá aklında... Babasının o küçük yaştayken vefat ettiğini, ekmek almak için para bulamadıkları zamanlar olduğunu söyleyen Lescova, "Aç
kalmamıza rağmen kötü bir şey yapmadım" diyor.

Yaklaşık iki hafta önce Hong Kong’tan geldiniz. Neler yaptınız orada?

- İki buçuk ay orada kaldım. Çok büyük markalarla çalıştım. Dolce&Gabbana, Patrizia Pepe, Vivienne Westwood, Valentino, Tod’s, Karen Millen, Anne Klein, Fendi, Giorgio Armani gibi markaların tanıtım ve defilelerine katıldım. Birçok ülkede bağlı olduğum ajanslar var. Şimdiye kadar sadece Amerika’ya gitmedim diyebilirim.

Yurtdışındaki işleriniz bittikten sonra yine Türkiye’ye dönüyorsunuz. Buraya mı yerleştiniz?

- Letonya’ya altı ayda bir gidiyorum, o da annemi görmek için... Türkiye benim evim gibi oldu. İstanbul’a yerleşmeyi çok istiyorum ama en fazla bir ay kalma iznim var. Ayrıca yurtdışındaki ajanslarım da uzun süre kalmama izin vermiyor.

2007 Best Model of the Wold yarışmasında jüri üyeliği de yaptınız. Tahminleriniz tuttu mu peki?

- Tüm tahminlerim tuttu. Nijerya’nın birinci olacağı belliydi. Fotoğraflarda bile farklı bir elektrikleri vardı. Zaten bu yarışmada kim en güzel yürüyorsa, poz veriyorsa, kıyafeti güzel taşıyorsa, birinciliği o hak eder. İyi bir manken podyumda devleşir. Ben de kendimi podyumdayken kraliçe gibi hissediyorum.

Türkiye’de podyumlar İstanbul trafiği gibi

Bir röportajınızda Şenay Akay için, "At gibi yürüyor" demişsiniz...

- Türkçe’yi hálá çok iyi konuşamıyorum. Başka şeyler söylemek isterken beni yanlış anlamış olabilirler. Kimse hakkında kötü konuşmam, bu işin eksperi de değilim. Kaldı ki Şenay Hanım’ın kendine has bir tarzı var. "At gibi yürüyor" çok çirkin ve kaba bir söylem. Benim ağzımdan kesinlikle böyle bir cümle çıkmadı.

Yurtdışında birçok defileye katıldınız. Türkiye’deki defileler ile yurtdışındakiler arasında ne gibi farklar var?

- Orada modeller sokakta yürüyormuş gibi... Defilelerde çok fazla hareket görmek istemiyorlar, sadece kıyafeti görmek istiyorlar. Türkiye’de ise şov yapmayı seviyorlar. Yurtdışında koreografi de yok. Podyumda dümdüz yürüyor ve sonra da kulise dönüyorlar. Ben buraya ilk geldiğim zamanlar çok zorlandım. Podyum üzerinde resmen trafik oluyordu. Podyumlar İstanbul trafiği gibi arapsaçıydı. Biri sağa, biri sola geçiyor, diğeri ortadan yürüyor. Ne olduğunu anlamamıştım. Yine de Türkiye’de çalışmak zevkli, yurtdışında ise yorucu...

Uzun süre modelliğe devam mı edeceksiniz? Geleceğe dair planlarınız neler?

- Ben birkaç yıl sonra evlenip yuva kurmak istiyorum. Yaşım genç ama aile kurmak için geç kalmak istemiyorum. 24-25 yaşında mutlaka çocuk sahibi olmalıyım. Bence 25’ten sonrası çocuk sahibi olmak için geç...

Nasıl bir ailede büyüdünüz? Bir an önce aile kurmak istemenizin sebebi nedir?

- Çok küçük yaşta babasız kaldım. Abim, annem ve ben zor zamanlar geçirdik. Sadece annem çalışıyordu. Bazen yiyecek ekmek bile bulamıyorduk. Bütün bir yılı bir pantolon, iki bluzla geçirdiğimi hatırlıyorum. Buna rağmen okulda çok iyiydim. Bir süre sonra abim Moskova’ya giderek çalışmaya başladı. Aklını kullanıp para kazandı. Abim, benim için baba gibidir. Bu yüzden yanımda güçlü bir erkek istiyorum.

O zorlu yıllar sizi nasıl etkiledi?

- Küçük yaşta yaşadığım olaylar beni olgunlaştırdı. Zaten modellikle yeniden doğdum. Şimdi abim de, ben de annemizin tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek kadar iyi kazanıyoruz. Ben 16 yaşında modellik yapmaya başladım. 17 yaşında da Milano’ya gittim ve aileme yardım etmeye başladım. Çok şanslı olduğumu düşünüyorum.

Neden?

- Güzel olduğum için modellik yaparak paramı kazanıyorum. Güzelliğimi hiçbir zaman başka şeyler için kullanmadım. "Zengin birini bulup rahat edeyim" demedim. Hep işimi iyi yapmaya çalıştım. İtalya’ya gittiğim zaman birçok zengin erkek farklı yaklaşımlarda bulundu. Ben zoru seçiyorum ve modellikten para kazanıyorum. Benim için doğru olan bu çünkü...

O yolu seçenler için ne düşünüyorsunuz?

- İtalya’da zengin bir adam bulup hayatımı kurtarabilirdim. Ama abim benim karakterimi sağlamlaştırdı. O yolu seçenler için ise üzülüyorum. Kolay yolu seçenlerin güçsüz insanlar olduğunu düşünüyorum. Ben böyle çok mutluyum, onların mutlu olduklarını sanmam. Akıllarını kullanmaları gerekiyor... Ben de çok zor günler geçirdim. "Kötü
durumdaydık, başka çarem yoktu" diyenleri anlamıyorum. Her zaman bir şeyler yapabilirsiniz. Önemli olan doğru yolu seçmek...

Benim sevgilim akıllı olmalı

- Hayatınızdaki erkeğin nasıl olmasını istersiniz?

İşin içine aşk girince bunlar düşünülmüyor aslında... Ama yine de yanımdaki erkek yakışıklı ve akıllı olsun isterim. Abim gibi olsun, tuttuğunu koparsın. Benim için gerçekten para önemli değil. Tutku ve aşk olsun yeter.

Hiç yorum yok: