Pazartesi, Ağustos 6
Demet Akalın: Gülben beni ezemez
Yıllar önce albüm tanıtımı için bir binaya asılan fotoğrafını Ergen'in indirtmeye kalktığını söyleyen Akalın, "Ama artık beni ezemez" dedi. Akalın, sözlerine şöyle devam etti: "Durduk yere kimse hakkında konuşmam. Ama güçlü, güçsüzü ezecek diye bir şey de yok. Eskiden güçsüzdüm, eziliyordum. Şimdi ise güç bende. Benimle uğraşırlarsa, susmam!
Dolayısıyla Demet'i düşman değil, dost edinsinler."
İndirin bu kadının resmini derse onu rahat bırakmam
Haftalardır Gülben Ergen, Hande Yener ve Mehmet Ali Erbil hakkında konuşan Demet Akalın, "Bir sorun bakalım, bu kadın niye konuşuyor" diyerek içini Kelebek’e döktü. Durduk yere kimse hakkında konuşmayacağını belirten ünlü şarkıcı, "Eskiden güçsüzdüm, eziliyordum. Şimdi güç bende. Dolayısıyla Demet Akalın’ı düşman değil, dost edinsinler" dedi.
Gülben Ergen, Hande Yener ve Mehmet Ali Erbil’le günlerdir tartışıyorsunuz. Ne oldu size?
- Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın. Hiç umurumda olmaz. Ama ne zaman benim emeğime, tırnaklarımla kazıyarak yaptığım kariyerime, kişiliğime, gururuma laf söylenirse, aslan olurum. O noktada deliririm...
Hande Yener’le başlayalım...
- Bana "arabeskçi" dedi. Ben arabeskçi değilim...
E ne var bunda, arabeskçi olmak fena bir şey mi?
- Değil tabii ki. Ama o bunu küçümsemek için söylüyor. Ayrıca bütün pop ödüllerini toplamış birine arabeskçi denmez.
Geçen yıl Gülşen’le atışıyordunuz. Şimdi aranız iyi. Belki önümüzdeki yıl da Hande Yener’le barışırsınız, ne dersiniz?
- Hande’nin benim için iyi şeyler düşündüğünü, menajerlerimiz vasıtasıyla biliyorum. Her zaman basının olmadığı yerlerde benim için iyi yorumlarını duyuyorum.
Yani Hande Hanım basının önünde sizin hakkınızda negatif konuşarak şov mu yapıyor?
- Sanmıyorum. Ama şunu söyleyebilirim, geçen yıl Gülşen’le tatlı tatlı atışıyorduk ya, ben bu anlamda magazini kullanıyordum.
Samimi bir itiraf oldu...
- Niye yalan söyleyeyim ki? Kullanıyordum, bu gerçek. Gündemde olmaya geçen yıl ihtiyacım vardı, ama artık bu yıl ihtiyacım yok.
Yine de büyük konuşmayın. Peki neden geçen yıl böyle bir şeye ihtiyacınız vardı?
- Şimdi Betül Demir diye bir şarkıcı var. Çok güzel besteleri var ve iyi şarkı söylüyor. Peki bu kızı kaç kişi tanıyor ya da şarkıları nerede çalınıyor? Kimse bilmiyor. Bu meslekte ne yazık ki sadece güzel sese sahip olmak yeterli değil. Büyüklerimiz bile bugün gündemde kalmak için magazini kullanıyor. Bu işi en güzel beceren Hülya Avşar’dır. Ama artık fazla göz önünde olmaya da gerek yok. Başarılı olduğunda hiç dostunun kalmadığını görmek de acı bir şey. Yüzüme gülüp "Çok güzel iş yapmışsın arkadaşım" diyenler, meğer arkamdan ne dolaplar çeviriyormuş. Mesela geçen yıl plak şirketim, albüm tanıtımım için Etiler’de bir binaya resmimi giydirmişti. İsmi lazım değil biri, resmimi indirtmeye kalkışmış. E bunu yaparsan, lafı da yersin. Rahat bırakmam seni.
Kim bu kişi?
- Seyhan Müzik’te olan bir arkadaş! Ona söylediğim hiçbir sözden de tepki almadım ayrıca.
Gülben Ergen’den mi söz ediyorsunuz?
- Kızgınım. Ben ondan çalışkanlığı öğrendim. Gülben hiç sesi yokken Erdem Siyavuşgil’in kapısında paspas oluyordu. Ona hayrandım. Öyle ya da böyle o da her şeyi kendi çabalarıyla yaptı. Onun kaset kapağı için sabahlara kadar matbaalarda yatması, şan derslerine hiç ara vermeden gitmesi, bana örnek olmuştur. Ve ben gerçekten de onu çok seviyordum. Kırıldım kendisine. Benim önüme taş konulmasına çok uyuz olurum. "Bu kadının resmi o duvardan inecek", "Kaset kapağı böyle basılmayacak" demek ne demek ya! Ben kaset kapağımı janjanlı, pullu basıyordum. Kaseti böyle basılmayacak diye diretmiş. Seyhan Müzik’in sahibi Bülent Seyhan’la konuşup, billbordlarımı indirtmeye çalışmış. Güçlü, güçsüzü ezecek diye bir şey yok.
Peki Gülben Hanım’ın isteği yerine geldi mi, yani duvardan resminiz indi mi?
- O afiş inmedi tabii. Ama 3000 adet kaset kapağım, pırıltısız çıktı. Ama şimdi benim dönemim. Güç, başarı ile alakalı bir şey. Bülent Seyhan, "Kimi alalım" diye artık bana soruyor. Ben aldım başımı gidiyorum. Bana şimdi "çok konuşuyor" diyorlar. Bir sorun bakalım, niye bu kadar konuştum, bu kadar lafı bu insana niye ettim? İşte sebebi budur. Yoksa ben Gülben’le aynı kulvarda değilim ki... Zaten o bana iki beden büyük gelir.
Ne demek o?
- Ben onunla bir yarışa giremem yani. Ona bir laf söyledim, gitmiş ekonomi yazarlarının cebine bile mesaj atmış. Böyle bir şey olabilir mi? Vallahi ben onun zekasıyla uğraşamam. Stratejik davranamam ama zamanı gelince lafı geçiririm. Ben isim vermedim, o üstüne alındı. Ayrıca annelerden de hiç tepki almadım, bunu da belirtmek isterim. Ama o yanlış konuştu. "Bu piyasada evlenemeyen kızlar var, o da çocuk yapamadığı için" dedi. Bana kısır mı demek istiyorsun? Merak etmesin, şu an çocuk istemediğim için yapmıyorum. Ayrıca bu ülkede çeşitli sebeplerden dolayı evlenemeyen bir sürü genç kız var ve çocuk yapamayan insan var. Bence onlara çok ayıp etti. Bana laf sokacağım diye o insanların kalbini kırdı. Halkın içinde yürüyorum, daha bir insandan da "Ayıp ettin" lafı duymadım. Bu tepki veren anneler nerede bilmiyorum ki! Ben anneleri kastetmemiştim, bir kişiyi kastetmiştim.
Albümünüz bir yıl önce çıktı, doğal olarak reklam afişiniz de o zaman asıldı. Konuşmak için neden bir yıl beklediniz?
- Bunu benden bir yıl boyunca saklamışlar. Şimdi haberim oldu da ondan. Hálá sinir oluyorum. Benim resmimi neden indirmeye çalışıyorsun ki? Bundan sonra da yapamaz zaten. Güç benim şimdi. Vallahi ben onların yerinde olsam benimle dost olurdum.
Bu bir tehdit mi?
-Bu bir tehdit değil. Beni sevmek zorunda değiller ama benimle de düşman olmasınlar. Gün olur, devran döner. Bir gün bir yerde çok farklı durumlarda karşılaşabiliriz, öyle değil mi? Kimin ne olacağı hiç belli olmaz bu dünyada.
Mehmet Ali de ayıp etti
Mehmet Ali Erbil’le olan polemiğe gelelim. Neler oldu aranızda?
- Beni programına davet etti, gidemedim. Gidemeyince de bana TV’den çok ağır hakaretlerde bulundu. Çok ayıp sözler söyledi, eski ilişkimi gündeme getirdi. Onun gibi birisine bu sözler yakışmadı. Ben bunların her birini yiyip, yuttum. Hiç cevap vermedim. Kimsenin ona şerefsiz dediği falan yok ki. Ben Alişan için, "Onu şerefli bir babanın kızına vereceğiz" dedim. Hiç bu cümlenin içinde kendisinin adı geçiyor mu, niye alındı üstüne?
Canım, geçmiyor ama bütün yollar kendisine çıkıyor.
- Alınmasaydı üstüne, isim yok! Benim o zaman her gün onu mahkemeye vermem gerekiyordu. Bana neler dedi, "Yalama" dedi, "Böyle ilişki mi olur" dedi. Her gün ağladım. Ben zaten ona bu lafı söylemek isteseydim ya da herhangi bir şey demek isteseydim, o zaman söylerdim. Çıkıp da Alişan’ın üzerinden bu işi yapmazdım.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder