Pazartesi, Ağustos 6
Tamer Karadağlı: Evleneceksem..
Son günlerin olay adamı Tamer Karadağlı, yaşadığı deneyimden sonra evliliğin kendisine pek uygun olmadığına karar verdi.
Tamer Karadağlı, "Hayatınızda şu anda var olan ya da olmuş kadınlar çıkıp her şeyi anlatırken siz hiç konuşmadınız, neden" sorusuna ilgniç bir yanıt verdi:Onlar konuşabilir, beni çok fazla ilgilendirmez. Bu tercihlerle ilgilidir. Konuşma tercihlerini kullanıyorlar. Onların tercihlerine müdahale etmem gibi bir şey söz konusu değil. Ben ise konuşmama taraftarıyım. Çünkü çok fazla konuşan erkeğin makbul olmadığına inanıyorum. Kadınlar konuşabilir, onların doğasında da bu var.
Ünlü aktör, Elele dergisine verdiği röportajda "Hayat çok kısa ve tadını çıkarmak gerek" dedi.
Bu aralar çok üzerinize gelindi. İyi bir tatile ihtiyacınız var gibi...
- Bu ay da her yaz olduğu gibi yine Amerika’ya gideceğim tatile. Orada çölde jiple dolaşmayı çok seviyorum. Küçüklük kahramanım da Red Kit’ti zaten... Bazen kimsenin sizi tanımadığı, kimsenin sizi çok fazla takmadığı bir yerde olmanız, yemek, alışveriş için sırada beklemeniz gerekiyor. Çünkü bir yerde de insan olduğunuzu hatırlamanız adına önemli bu. Biz burada bir yere gittiğimiz zaman "Oo Tamer Bey" denip en iyi masa veriliyor. Siz isteseniz de istemeseniz de böyle. Ama yurtdışındakiler için bir şey ifade etmiyorsunuz. Star kimliğinizin dışında, insanlığınızın daha ön plana çıktığı yerlerde olmanız gerekiyor.
Sizi yeni sezonda yeni bir dizide izleyecek miyiz?
- Evet, yeni sezonda ekranlarda olacağım. Görüşmelerini sürdürdüğüm üç de sinema filmi var: Biri Amerikan, biri ortak yapım, diğeri de Türk filmi.
Bir boşanmanın ardından soruyorum: Evlilik doğru bir kurum mu sizce?
- Doğru ya da yanlış değil ama yaşanması gereken bir kurum. Mesela askere gitmeyenlere de çok gıcık kapıyorum ben. Askerliğin her şeyi eleştirilebilir ama askerliğin yapılması gerekir. Evlenmeden, evliliğin ne demek olduğunu bilmeden de çeşitli söylemlerde bulunmanın çok doğru olduğunu düşünmüyorum.
Niye bitiyor?
- Kanıksanmaya başlanıyor, alışkanlıklar devreye giriyor. Eski heyecanlar, bir insanla çıkarken ya da onu tavlamaya çalışırken yaptığınız şeyler başkadır. Ama flört dönemi geçmişse, nişanlılık, evlilik döneminde aynı duygularla hareket etmeniz mümkün değil. "Biz 27 sene önce evlendik ama hálá ilk günkü gibiyiz" diyen de yalan söylüyor. Çünkü artık rutinleşir iş.
Kadın için mi erkek için mi daha zor boşanmak?
- Kadın tarafında daha zor; "dul kadın" diye bakılıyor. Daha rahat ilişki kurulabilir gibi bakılıyor o kadına.
Evlilik erkeğin sorumluluklarının artması anlamına mı geliyor?
- Evlilik, her iki tarafın da sorumluluğu öbür tarafa atması gibi geliyor.
Evlilik size göre mi, değil mi?
- Ben evlilik tarzı bir insan olduğumu iddia edemeyeceğim. Çünkü stabil bir işe sahip, sabah dokuzda çıkıp akşam beşte eve gelen biri değilim. Mesleğimin gerektirdiği belli koşullar var. Karşınızdaki insanın tüm bunları tolere edecek gücü olması gerek. Hele ki göz önünde olan bir insansanız, ekstra bir güç harcamanız gerekiyor. Aşk böyle bir ortamda çok rahat yolunu bulamayabiliyor. Zor, özellikle benim mesleğimde çok zor.
Tekrar evlenmeyi düşünüyor musunuz?
- Hiç öyle bir planım yok. Niye boşandım ki o zaman?
Hayattan öğrendiğiniz en önemli şey nedir?
- Çok kısa olduğu! Gözünüzü açıyorsunuz, kapıyorsunuz ve 40 yaşında olduğunuzu görüyorsunuz. Hayat çok güzel ve her anın tadını çıkarmak gerek.
Ayaklarınızı yerden kesen, sizi heyecanlandıran kimse var mı?
- Var, kızım Zeyno... Çok iyi bir koca olamamış olabilirim ama çok iyi bir baba olmak için büyük gayret sarf ediyorum. Eşinizden ayrılabilirsiniz ama çocuğunuzdan ayrılamazsınız. İnsanın hayata bakışını gerçekten değiştiriyor çocuk. Bu kadar değişeceğimi tahmin bile etmezdim ben. Keşke daha önce bir çocuğum olsaydı! En büyük pişmanlıklarımdan biridir bu. Çünkü çocuk yapmaktan her zaman çok korktum beni engeller diye.
Planlı bir bebek değildi galiba Zeyno?
-Hayır, geleceği zamana kendi karar verdi. İyi ki de geldi.
Daha doğru bir zamanda olsaydı demediniz mi?
- Hayır! Her şey olması gerektiği zamanda oluyor. Zeyno kendi içimde değişiklikler yaşamama sebep oldu, hálá da oluyor.
Son dönemde çocuğu olur olmaz o kadar çok boşanan var ki... Çiftlerin birbirine ayırdığı zaman dilimi azaldığı için çocuk evlilikleri olumsuz etkiliyor olabilir mi?
- Sonuçta çocuk tabii ki belirleyici bir unsur. Çocuğa adapte olurken, onu da kendi hayatımıza adapte ediyoruz ama onun her şeyimizi yönlendirmesine izin vermememiz gerekiyor. Çünkü bizim de bir hayatımız var.
Hayatınızda var olan ya da olmuş kadınlar çıkıp her şeyi anlatırken siz hiç konuşmadınız, neden?
<
/B>- Ben konuşmama taraftarıyım. Çünkü çok fazla konuşan erkeğin makbul olmadığına inanıyorum. Kadınlar konuşabilir, onların doğasında da bu var. Daha konuşkandırlar, daha çok ifade etmek isterler. Ben erkeklerin daha ağır kalması gerektiğini düşünüyorum.
Aşk nedir bilmiyorum
Hiç gerçekten aşık oldunuz mu?
- Bilmiyorum, aşkın nasıl bir duygu olduğunu bilmiyorum ki! Siz biriyle tanışırsınız ve çok hoşlandığınız bir insandır ama bu aşk mıdır, hoşlanma mıdır, etkilenmek midir, elektrik midir? Herkes buna farklı isimler takıyor. Birileri de aşk diyor.
Şimdiye kadar kimse için "Aşık oldum" demediniz mi?
- Hayır! Belki olmuşumdur da farkında değilimdir.
Arzu’nun bendeki yeri değişmez
Eski eşiniz Arzu Hanım’la gerçekten arkadaş kalabildiniz mi?
- Arzu her şeyden önce benim en yakın arkadaşımdı. Tanışır tanışmaz çıkmaya başlamadık. Neredeyse 5 sene arkadaşlık ettik, sonra flört ve evlilik geldi. Onun fikirleri her zaman çok önemlidir, hep de öyle olacak. Arzu Hanım’ın hayatımdaki yeri hiçbir zaman değişmeyecek. En sevdiğim varlığın annesi! Arzu Hanım ne kadar iyi olursa, benim kızım da o kadar iyi olur.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder