Perşembe, Nisan 26

Halil ve Hamit Altıntop: 'Maçlarımızı


'Maçlarımızı kimse izlemezdi'

SONAT BAHAR

Türk Milli Takımı'nın yıldız futbolcuları Halil ve Hamit Altıntop bildiğimiz futbol starlarından çok farklı. Ön planda olmayı sevmeyen kardeşler, "Çocukların anne babası saha kenarında onları izlerken bizi izleyen kimse yoktu," diyor..

Onlar kendilerini tanımlayan harf olarak 'f'yi seçmiş: familie, freunde, fussball... Yani aile, arkadaşlar ve futbol. Bense onları 'y' ile tanımlamayı uygun gördüm: Yetenekli, yakışıklı, yalın.. Futbol dehası ikizler Hamit ve Halil Altıntop ile yaşadıkları Almanya'nın Gelsenkirshen şehrinde buluştum. Gereğinden fazla sakin bir şehir. Bu şehirde bildiğimiz futbolcuları tatmin edecek çok fazla şey yok. Zaten Hamit ve Halil Altıntop kardeşler bildiğimiz futbol starlarından çok farklı. Daha sade, düzgün, kültürlü yani iyi aile çocukları ve hâlâ bozulmamışlar. Bu nedenle Türkiye'deki kulüp yöneticilerinden özel bir ricam var; lütfen bu çocukları transfer edip bozmayın...

- Almanya'ya geliş öykünüz nasıl başlıyor?
Hamit: Annem ve babam 1972'de çalışıp, para kazanıp, Malatya'ya dönüp ev alma hayaliyle gelmişler. Üç ablamız var, Halil benden 10 dakika küçük. Biz iki buçuk yaşındayken babam kanserden vefat etti. Annem günde sekiz saat fabrikada çalışıyordu, eve gelip evin işleriyle de ilgileniyordu. Bizi büyütemedi bile. Biz ablalarımızla büyüdük.

- Baba figürü sizin için uzak anladığım kadarıyla...
Hamit: Kendisini tanımadığımız için hiçbir şeyini hatırlamıyoruz. Fotoğraflar falan gördük tabii ki ama annemizi üzmemek için o konulara hiç girmiyoruz.

- Futbolla yollarınız nasıl kesişti?
Hamit: Erkek çocukları nasıl top gördü mü peşinden koşar biz de öyleydik... Altı yaşındaydık. Komşunun oğlu bizi ilk idmanımıza götürdü, sonra gelip anneme mukavele imzalattı.
Halil: Annem "Babanız futbol oynamanıza izin vermezdi," derdi. Biz hiç futbolcu olacağız gözüyle bakmadık. Annem için en önemli şey okumamızdı, hep bizi korkutuyordu dersleriniz iyi olmazsa futbol yok diye.

- İdmanlara gitmeye başladıktan sonra sizi kim keşfetti?
Hamit: 10 yaşındayız o zaman. Kapıya bir antrenör geldi, "Sizi izledik bizim takımda oynayın," dedi. İlk bonservisimizi o Alman'dan aldık. Bonservis olarak Bayern Münih forması aldım.

- Hayat tesadüflerle dolu. Daha sonra Bayern Münih'te oynayacaksınız...
Hamit: Dört yıl orada oynadık, forma yırtılınca takımdan ayrıldık (gülüyorlar). 17 yaşındaydık Avrupa'daki Türkleri seçiyorlardı. Orada seçildik, A gençlerde oynadık. O zamana kadar hedefimiz profesyonel olmak değildi çünkü biz okuyorduk.

'KURU EKMEKLE GEÇİNİRİZ'
- Profesyonellik demek para demek, hangi noktada bu işten para kazanabileceğinize karar verdiniz?
Halil: Hâlâ o noktada değiliz. Bizim hayatımızda para sadece bir araç, büyük bir anlamı yok.
Hamit: Bugün futbol oynayamasak tabii ki üzülürüz ama sadece futbol değil bizim hayat felsefemiz. Başka işler yapabiliriz.

- Bir fabrikada çalışır mısınız?
Halil: Tabii ki her işi yapamayız, böyle bir şey söylersek yalan olur ama lafın gelişi bir kuru ekmekle de geçiniriz. O gözle bakıyoruz biz hayata.

- Elinize ilk defa doğru dürüst para geçtiğinde ne aldınız?
Halil: Lig başlamadan önce ev aldık çok şükür. Hep beraber annemle orada yaşıyoruz.

HAMİT'İN ÇAMAŞIR DERDİ
- Babanızın yokluğunu hissettiniz mi büyürken?
Hamit: Halil'le konuşuruz bazen, insan tanımadığı bir şeyin yokluğunu hissedemiyor. Küçüktük futbol oynuyorduk. Annem hiç gelmezdi bizi izlemeye. Şu ana kadar sadece bir kere geldi. Çocukların anne babası saha kenarında onları izlerken bizi izleyen kimse yoktu.
Halil: 20 sene bir odayı paylaştık. Evi alınca bir oda fazla vardı, artık ayırdık odaları.

- Şimdi ayrılacaksınız ama. Hamit, Bayern Münih'e transfer oldu...
Halil: Schalke'ye gelmeden önce ben Bayern Münih'e transfer olabilirdim, teklif vardı.
Hamit: Ben Halil'e "Git, ben de geleceğim," dedim, beni dinlemedi. "Ben eve gelmek istiyorum," diye tutturdu.

- Bana öyle geliyor ki Halil de Bayern Münih yolcusu, çok ayrı kalmazsınız siz...
Hamit: Şimdi düşünüyorum, gidiyorum Bayern Münih'e çamaşır, bulaşık ne olacak diye...

- Ne yani Halil mi yıkıyordu çamaşırları...
Hamit: Yok annem burada kalacak ya...

- Futbolda ırkçılık söylemleriyle ilgili ne düşünüyorsunuz?
Hamit: Futbol oyundur. Onu kazanmak için insan her şeyi dener. İnsan futbol oynarken yürekle oynadığı zaman biraz duygusal oluyor, hırslı oluyor bazı kelimeler insanın ağzından çıkıyor. Bence o kelimeler karşındaki insanın kişiliğine değildir bence. Bize de "Pis Türk," diyorlar. Ben böyle şeylere alınmam, normaldir bazı kelimeler. Çünkü iki taraf da kazanmak istiyor.

- "Pis Türk," denmesi bile bence o bakış açısıyla ırkçı bir yaklaşım.
Hamit: Tekme atılmasından, maç çıkışı kavga edilmesinden daha normal bu kelimeler. Irkçılık nedir anlamıyorum. Bence abartılıyor.

- Türkiye hakkında ne düşünüyorsunuz?
Hamit: A gençlere ilk gittiğimizde Halil "Ben bir daha gelmem buraya. Gitmek istiyorum, bu ne?" dedi. Türkçemiz şu anda da iyi değil ama o zaman neredeyse hiç yoktu. Bize "Komançiler geldi," diyorlardı. Kaba konuşuyorduk, Tuncay falan biz konuşunca gülmeye başlıyordu. İdmandayız hoca '"Depar at," diyor, ben kalıyorum. Hoca bana kızıyor, ben de "Hocam kusura bakmayın ama depar ne demek?" diye soruyordum. Ne dediklerini anlamıyorduk. Soyunma odasına geldiğimizde Almanca konuşmaya başlıyorduk, "Çok şükür yalnızız," diyorduk.
Halil: Zamanı geldiğinde Türkiye'de futbol oynamak istiyorum. İstanbul'daki derbiler, atmosfer inanılmaz. Onu tatmak istiyorum.

- Almanya'da futbolla ilgilenen kişiler bizdekilerden farklı. Bizdekiler star gibi yaşamaya alışmışlar. Siz öyle değilsiniz...
Hamit: Türkiye'de bazı futbolcularda 'Haber olayım, beni haber yapsınlar' diye bir duygu var. Günlerini böyle geçiriyorlar. Futbolcu olmazsa bu kişi yokmuş gibi. Çünkü o kadar baskı var ki çevrelerinden... Ben öyle bir takımın bayrağını tutup öpüp öyle pozlar vermek istemiyorum.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Biz Iowa City, Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunan Iowa Lutheran Hastanesi temsilcisiyiz, bir kez daha hastalarımız için böbrek almak için buradayız ve onlar kurtarmak için bir böbrek bağışlamak isteyen herkese iyi bir miktar para ödemeyi kabul etmişlerdir. Bir bağışçı olmak ister veya bir Hayatı kurtarmak istiyorsanız, aşağıdaki e-postada bize yazabilirsiniz.

Bu, sizin için tamamıyla zengin olmanız için bir fırsattır. Bizimle% 100 güvenli işlem garantisi veriyoruz ve garanti ediyoruz, her şey yasalara uygun böbrek bağışçılarına göre yapılacaktır.
Artık daha fazla zaman kaybetmeyin, lütfen bize iowalutheranhospital@gmail.com adresinden yazın.
Ayrıca whatsapp +1 929 281 1248 numaralı telefondan bizi arayabilir veya bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Iowa Lutheran Hastanesi.