Pazartesi, Kasım 5

Şebnem Dönmez: Bünyem


Boşanmayı bünyem kaldırmadı.

Ünlü yönetmen Ezel Akay'dan geçen yıl boşanan Şebnem Dönmez, "Evliliğimin bitiyor olduğunu hissettiğim an dehşete kapıldım. Görüyorsun ama kabullenemiyorsun, çünkü bünyen kabul etmiyor. Aşık olduğum ve hayatını paylaştığın birinden ayrılmak keyifsiz. Ama boşandıktan sonra arkadaş kalamayanları da anlamıyorum" dedi.

Yönetmen Ezel Akay’la herkesin gıpta ettiği, meraklı gözlerden uzak tuttuğu bir evlilik yaşıyordu Şebnem Dönmez... Ancak bu evlilik geçtiğimiz yıl sessiz sedasız bitti. Ve şimdi, eşinden yeni boşanmış bir kadın olarak ayrılığa, ilişkilere dair söyleyecek çok şeyi var onun... Ünlü oyuncu, yaşadıklarını ve yaşadıklarından çıkardığı sonuçları InStyle dergisine anlattı.

Şu sıralar Eşref isimli iki eski mahalle arkadaşının hayatlarını anlatan "Eşref Saati" dizisinde, mahalleye yeni taşınan Feraye olarak izliyoruz Şebnem Dönmez’i... "Son yıllarda giderek tükenen komşuluğun ön planda olduğu bir dizi bu ve herkesin çok seveceğini tahmin ediyorum" derken, dizide birlikte rol aldığı Yetkin Dikinciler ve Yavuz Bingöl ile iyi bir iş çıkardıklarının da altını çiziyor Dönmez...

Başarılı oyuncu, dizi çekimleri devam ederken bir yandan da "Oyunun Oyunu" adlı tiyatro oyununun 1 Kasım’daki prömiyerine hazırlanıyor. Rolünü anlatırken sözlerini özenle seçen Dönmez, "Zihinsel faaliyetleri yavaş çalışan bir aktristi canlandırıyorum" deyip kahkahayı basıyor. "Aptal demeye dilim varmıyor da" diye devam ediyor. "Uzun süredir komedide rol almak istiyordum. Mehmet Ergen ve BKM’den böyle bir teklif gelince çok sevindim" diyen Dönmez, ayrıca geçen yaz rol aldığı Sezen Aksu filminin gösterime girmesi için de gün sayıyor.

Her ne kadar pek çoğumuz Şebnem Dönmez’i sunucu olarak tanımış olsa da, görünen o ki son zamanlarda kariyerini oyunculuk üzerine planlamış: "Sunuculuk çok uzun zamandır yaptığım ve çok iyi yaptığımı düşündüğüm bir meslek. 16 yaşından beri sunuculuk yapıyorum. Sunuculuğun her türünü yaptım. Geçen yıl bir canlı yayın, bir de yarışma sunmuştum. Bu yıl ise oyunculuğa ağırlık vermeyi özellikle tercih ettim. Çünkü oyunculuk antrenman yapmam gereken bir dal. Oynadıkça geliştiğimi düşünüyorum. Oyunculuk adına yapmak istediğim çok şey var. Yeniden at bineceğim bir kovboy filmi, beni bedensel olarak zorlayacak bir aksiyon filmi, dans edebileceğim bir müzikalde rol almayı çok isterim."

Ayrılığı bünyem kaldırmadı

Malum, Dönmez’in yaşamındaki tek yenilik tiyatro sahnesi değil. Yönetmen Ezel Akay’la olan evliliği geçen yıl biten Dönmez, şimdi yeni bir hayat kurma çabasında... Ve ona göre insanın hayatında evlilikten önce ve evlilikten sonra diye de bir ayrım var. "Boşandıktan sonra ilk hissettiğim şey, aşk, ilişkiler ve erkekler hakkında ne kadar az şey bildiğimdi... Ve bu duygu hálá devam ediyor. ’Tecrübe ettim ve öğrendim ki, evlilik iğrenç bir şeydir ve bu adam beni hiç mutlu etmedi’ duygusunun yerine, ’İlişkilerle ilgili ne kadar az şey biliyorum’ duygusu hakim bana" diyor ve bu duygunun onu bir ilişki konusunda tekrar harekete geçmekte frenlediğini itiraf ediyor.

"Bir evliliğin sonuna yaklaştığını hissedebilir mi bir kadın? Yoksa ’Biz ne ara bu hale geldik?’ mi olur hissedilen?" sorularına Dönmez’in yanıtı kısa ve net: "Kadın hisseder." Ve ardından ayrıntılar dökülüyor: "İyi giden bir evlilikte böyle bir hisse kapılmaz insan tabii. Mutlaka bir şeyler kötü gidiyordur. Görüntüde bir şeyler kötü gitmiyorsa da taraflardan biri kendini iyi hissetmiyordur. Bunu bilirsin ve hissedersin, ama bir türlü biteceğine inanmazsın. Garip bir duygu bu. Evliliğimin bitiyor olduğunu hissettiğim an dehşete kapıldım. Görüyorsun ama kabullenemiyorsun, çünkü bünyen kabul etmiyor."

Ama Dönmez’e göre bir ilişki bittiyse gerçekten bitmiştir. Aynı kişiye ikinci bir şans verecek tipte biri olmadığını söylerken, parantez açmayı da unutmuyor: "Böyle durumlarda genelleme yapmanın yanlış olduğunu zamanla hayat gösteriyor insana..."


Boşandığım duyulmadı

"Evlenmek mi kolay, yoksa boşanmak mı?" sorusu ise ona kahkahalar attırıyor. Ardından cevaba geçiyor: "İkisi de zor aslında. Ben evlenirken de sağlık raporu, evlilik formu derken gergin günler geçirmiştim. Tabii bitişler her anlamda tatsız oluyor. Hele hele aşık olduğun ve birlikte bir hayatı paylaştığın birisinden ayrılmak daha keyifsiz. Ama boşandıktan sonra arkadaş kalamayan insanları da anlayamıyorum. Ayrıldığına göre zaten yakın bir ilişki olması mümkün değil, ama o andan itibaren öyle bir insan hayatına hiç girmemiş gibi davranmak da doğru gelmiyor. Her ayrılıkta yaşadım ben bu sorunu. Karşı taraf ayrılığı istemediği için böyle bir tepki oluyor. Türkiye’deki erkeklerin genelinde var, ’Aman arkadaş olmayalım’ durumu. Ancak zaman geçtikten sonra olabiliyor. Halbuki sen o insanı sadece aşık olduğun için değil, pek çok özelliğini beğendiğin için sokmuşsun hayatına ve o özellikleriyle hayatında olmasını istiyorsun. Bana çok acımasızca geliyor birbirinin hayatından tamamen çıkmak. Bu beni her seferinde acıtmıştır."

Ya boşandıktan sonra ruhta yapılması gereken tadilat süreci ne kadar devam ediyor acaba? Bu soruyu yine bir kahkahayla karşılıyor Şebnem Dönmez... "Sekiz ay, yirmi üç gün, altı saat" diyor önce espriyle, sonra ciddileşiyor: "Belli olmaz ki, belki üç ay, belki beş yıl. Sen tamir olduğunu sanırsın ama bir sonraki ilişkindeki arızalardan ortaya çıkar ki aslında tamir olmamışsın ve bir önceki ilişkin sende derin izler bırakmış. Gerçi benimki yumuşak bir geçiş oldu. Ben sesiz sedasız boşandım. İnsanların çok konuştuğu, yorum yaptığı bir süreç yaşamadım. Zaten çok zor olan bir dönemi böyle sakin geçirmiş olmaktan memnunum."

Ünlü olmak şizofrenik bir şey

Reyting, kariyer, dikkat çekmek... Her şeyi bir kenara bırakıp en sevdiğim arkadaşlarımla kafe açmayı düşünüyorum bazen... Çünkü şizofrenik bir şey ünlü olmak... Bir yanda kendi iç dünyan, manevi değerlerin, diğer yanda sadece egonu şişiren ve egonla var olabildiğin bir yer var. Ben sanatçı olarak, yaptığı işle anılmayı tercih eden biriyim. Ama işimle kendi şahsi hayatımı birbirinden ayırmaya çalışıyorum.

Hiç yorum yok: