Cuma, Kasım 23

Hande Subaşı: Piyasa şarkıcısı


Piyasa şarkıcısı olmam

Türkiye güzeli olmasına rağmen adını katıldığı şarkı yarışmasıyla duyuran Hande Subaşı, sanat dünyasında dört koldan ilerliyor.

Türkiye güzeli olmasına rağmen adını katıldığı şarkı yarışmasıyla duyuran Hande Subaşı, sanat dünyasında dört koldan ilerliyor. Yaşanan anlaşmazlık nedeniyle "Elveda Rumeli" dizisinden ayrılan Subaşı, bir sinema filmine yeşil ışık yaktı. Bir yandan da müzik piyasasına atılmak için uygun zamanı kolluyor.

"Elveda Rumeli"den neden ayrıldınız?

- Kanalla yapılan sözleşmede bir anlaşmazlık oldu. Daha doğrusu onlar kendi isteklerine göre sözleşme yaptılar. Sözleşme benim beklediğimden daha bağlayıcıydı.

İyi ama sözleşmeyi okumadan mı imzalamıştınız?

- Biraz apar topar imza atmıştık. İki taraf da prensiplerinden vazgeçmeyince mecburen bitti.

Rolünüzden mi memnun değildiniz?

- Bu proje bana aylar önce geldi. Hatta teklif geldiğinde, şu an projede olanların isimleri bile daha ortada yoktu. Her şey hazırlık aşamasındaydı. Ben bir dönem dizisinde rol almak istiyordum. Biraz da o cazip geldi ve inatla dizide rol almak istedim. Tabii ben de bilemezdim anlaşmazlık çıkacağını... Bugüne kadar hep yapımcılarla anlaşıyordum. İlk defa büyük bir kanalla anlaşma yoluna gidildi. Ne kadar çok kişi söz hakkına sahip olursa, anlaşmak ve iletişim kurmak da o kadar zor oluyormuş.

Annenizin çekimlere gelip, her şeye karıştığı söylendi...

- Bunu ortaya atan kişinin mutlaka benimle bir alıp veremediği var! Annemle profesyonel anlamda çalışıyorum, kendisi benim menajerim. Benim işlerime tabii ki müdahalede bulunacak, yeri geldiğinde haklarımı savunacak. Ama benim isteğim doğrultusunda... Annem böyle bir şey yapmaz. Zaten ben buna müsaade etmem.

Yerinize gelen Berrak Tüzünataç sizce doğru bir isim mi?

- Bunu en başta yapımcılar bilir. Ama bana kalırsa gelen kişi, karaktere gayet yakın... Elbette ikimiz de farklıyız, ama dizide bu durumun çok göze battığını düşünmüyorum.

Sizin kendi yerinize birini tercih etme şansınız olsaydı, o isim kim olurdu?

- Yok, ben öyle bir şey düşünmedim. Berrak şu anda doğru isim olabilir. Çünkü yapımcıların bir anda birini bulabilmeleri çok zor. Bunun için vakit gerekiyor.

"Bundan sonra şu konuda daha dikkatli olacağım" dediğiniz neler var?

- Ben zaten çok dikkatli davranıyorum. Hukuksal anlamda çok fazla taviz vermeyi sevmiyorum. Ama "Elveda Rumeli"de çok duygusal davrandım, manevi yaklaştım. Yani çıkarlarımdan ziyade benim ne kadar keyif alacağım, sanatsal anlamda ne kadar haz alacağım önemliydi. Profesyonel açıdan baktığımda, birçok şeyi kaçırdığımı görüyorum bu projeyle... Ama yine de hayatta hiçbir şeyden pişmanlık duymuyorum.

Bu sezonu dinlenerek mi geçireceksiniz, yoksa yeni bir diziye başlayacak mısınız?

- Muhakkak çalışacağım. Boş durmaya tahammül edemiyorum. "Elveda Rumeli"yi bıraktığımdan beri 5-6 dizi projesi ve bir tane de sinema filmi teklifi geldi. Bir projenin ses getirmesi, popüler olması beni ilgilendirmiyor. Hoşuma gitmesi yeterli... Çok popüler projeler de geldi bugüne dek, ama içime sindiremedim. Sinema filmi projesinin gerçekleşeceğini düşünüyorum. Bu benim ilk sinema filmim olacak.

Berrak Tüzünataç’ın "Organize İşler"deki gibi küçük rolleri de var. Siz mutlaka başrol mü bekliyorsunuz?

- Çok iyi oyuncuların rol aldığı bir dizide bana çok ufacık bir rol de gelebilir, oynayabilirim. Ama projenin kalitesi önemli...


Güzellik kraliçesiydiniz, ama katıldığınız şarkı yarışmasından sonra daha çok tanındınız. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

- Evet, öyle oldu. Aslında "Şarkı Söylemek Lazım" yarışmasından önce iki dizide oynadım. Ama bir yarışma programı sayesinde bu kadar tanınabileceği, insanın aklına gelmiyor gerçekten... Her hafta düzenli olarak yayınlanınca ve insanların eğlenebileceği bir program olunca, daha çok izleniyor sanırım. E bir de müzik vardı işin içinde. Bu yüzden hem programla, hem de benimle çok ilgilendiler.

Sizce insanlar sesinizin iyi olmasına neden bu kadar şaşırdı?

- Hep çok kötü performanslar gördükleri içindir! Allah’tan ben her zaman doğru bir portre çiziyorum. Çünkü bu tür yarışmalar biraz riskli ve insanların foyasını ortaya çıkarmaya yönelik... Bu durum bana avantaj olarak döndü. Çünkü insanların hakkımda daha da güzel şeyler düşünmesini sağlayacak bir ortam yaratıldı. Daha doğrusu ben o ortamda incelemeye alındım. Sesimin kötü olmadığımı biliyordum. Ama başkaları bunu bilmiyordu. Hatta benim yakın akrabalarım bile çok şaşırdılar. Hálá beni programlara davet ediyorlar, şarkı söyletiyorlar. Benim için çok keyifliydi. En önemlisi de bu...

"İleride mutlaka müzikle ilgili bir şeyler yapacağım" diyor musunuz?

- Diyorum ama ne şekilde olur onu bilemem. Bu yarışma sonrasında müzik anlamında teklifler arttı. Etrafımdakilerin de bu mesleğe girmem konusunda çok desteği var, ama ben henüz zamanının gelmediğini düşünüyorum. Piyasa albümü çıkarıp şarkıcı olmaktansa, müzik yeteneğimi kullanıp ufak tefek bir şeyler yapmayı tercih ederim.

İki yıla kadar evleneceğim

- Nişanlınız Can Özgen, "Her şeyi bırakıp evinin kadını ol" diyor mu?

O pek sevmiyor, alışkın da değil zaten bu işlere. Ama "Evinin kadını ol" gibi bir düşüncesi olamaz. Bunu bilerek başladı bu ilişkiye. Zaten benim çizdiğim yolu beğendiği için hiçbir şüphesi yok. Tabii çevremdekilerden dolayı huzursuzluk yaşadığı zamanlar oluyor. Ama işlerimi severek yaptığımı ve vazgeçmeyeceğimi de biliyor. Onu üzmek istemeyeceğimi bildiği gibi... İleride eğer evlilik olursa, hayatımıza zarar vermediği sürece mesleğim sorun yaratmaz. Fikir ayrılığı doğarsa, bir şekilde orta yolu buluruz.

- Yakın zamanda evlenmak gibi bir düşünceniz var mı?

Eğer ilişkimiz sorunsuz devam ediyor olursa, iki seneye kadar evlenebiliriz. Çok uzun sürmez, evlilik yakın benim için.

Hiç yorum yok: