Pazartesi, Haziran 11

Bade İşçil: Metres rolü


Metres rolü teklifinden sıkılmıştım

Mahsun Kırmızıgül'le yaşadığı aşkla adını duyuran Bade İşçil, şimdi oyuncu olarak gündemde...

"Gülpare"nin ardından "Metropol Cafe" adlı dizide rol almaya başlayan İşçil, sonunda kendine uygun bir rol bulduğunu ve bu yüzden teklifi hiç düşünmeden kabul ettiğini söyledi: "Daha önce de teklifler gelmiyor değildi ama tipik aptal sarışın veya metres rollerinin teklif edilmesinden sıkılmıştım. Açılıp saçılmamı ve fiziki güzelliğimden yararlanarak bir şeyler yapmamı istiyorlardı. Bana hiç uygun değil böyle şeyler. Ben oyunculuğu hobi olarak yapıyorum." Bade İşçil InStyle dergisine birbirinden çarpıcı pozlar verdi.

Sarışınların imajını değiştirebilecek zekaya ve ruha sahip bir genç kadın olan 24 yaşındaki Bade İşçil, ne istediğini, hayattaki yerini, ideallerini biliyor ve bir süredir oyunculukta emin adımlarla ilerliyor. Son günlerde oyuncularının tümünün amatör olduğu Birol Güven imzalı "Metropol Cafe" adlı dizide seyrettiğimiz İşçil, "Beni aradıklarında Gülpare adlı dizide, sadece üç bölüm oynayabilmiştim, yeni bitmişti. Birol Güven’le çalışmak da bir ayrıcalık olduğu için hemen kabul ettim. Daha önce de teklifler gelmiyor değildi ama tipik aptal sarışın veya metres rollerinin teklif edilmesinden sıkılmıştım. Açılıp saçılmamı ve fiziki güzelliğimden yararlanarak bir şeyler yapmamı istiyorlardı. Bana hiç uygun değil böyle şeyler. Ben oyunculuğu hobi olarak yapıyorum ve para kazanıyorum. Yoksa tek amacım ilerde kendi adımı taşıyan bir modaevi açıp, haute-couture elbiseler tasarlamak" diyor.

KENDİ MARKAMI YARATACAĞIM

İşçil, Yeditepe Üniversitesi’nde moda ve tekstil tasarımı okuyor. Çekim ve okuldan arta kalan zamanlarını da spor yaparak ama en çok da Boğaz’da arkadaşlarıyla yaptığı beş çaylarıyla değerlendirerek geçirmekten zevk alıyor. Aşk Cafe favori mekanı... İşçil, Aslan burcu ve burcunun tüm özelliklerini taşıyor. Yaşamındaki iniş çıkışları daha çok kendi içinde yaşayan genç oyuncunun hayat dolu, neşeli olduğunu kendinden söz ederken hemen anlamak mümkün. Tabii zeki olduğunu da...

"Badenzi ismini verdiğim kendi markamı yaratmak ilerideki en büyük idealim. Ayakkabı, çanta ve hatta mobilya tasarımına da ilgi duyuyorum. Bu yüzden okulumu bitirir bitirmez yurtdışına giderek, kendimi geliştirmek istiyorum. Şu anda yaptığım oyunculuğun da bana ileride bu mesleğe atıldığımda bir faydası olacağına eminim" diye anlatıyor planlarını. Zaten Metropol Cafe dizisinin bir bölümünde kendi tasarladığı ayakkabı ve çantayı kullanmış bile...

MODANIN ZORUNLU TAKİPÇİSİ

Modayla ilgili çıkan bütün dergileri okuyup okulda kostüm tarihi eğitimi aldığı için, moda konusunda şanslı olduğuna inanıyor. Kendi giyim seçimini, karmaşık, içinde her tarzdan bir şeyler bulunan bir stil olarak tanımlayan İşçil "Günlük hayatta spor kıyafetleri tercih ediyorum. Son zamanlarda taytlara taktım galiba. Aşırı rahatlar. En sevdiğim tarafı, istediğim gibi hareket edebilme özgürlüğüne sahip olabilmem" diyor. Modayı mecburen takip ettiğini de vurguluyor: "Kısa süre sonra benim işim moda olacak. Dolayısıyla takip etmek zorundayım. Ama kendim için değil işim için. Ben Rönesans kıyafetlerini seviyorum, yadırganmayacağımı bilsem o tarz kıyafetler içinde dolaşırken görebilirsiniz beni."

Genelde Zara ve Mango’dan alışveriş yapıyor İşçil. Ali Alta Moda da bir başka mağaza seçeneği. Tasarımcı olarak John Galliano’yu çok beğendiğini belirtse de, onun tasarımlarını kullanabilmenin çok zor olduğunu da vurguluyor. Chanel ve Yves Saint Laurent en beğendiği modaevleri. Özel tasarımları çok severek aldığı halde, giymeye kıyamadığı için dolapta eskitme gibi bir huyu da var. Kendi tasarımlarını ancak çok özel günlerde giyiyor. "Hiçbir kıyafetimi atamıyorum. O yüzden gardrobumda giysilerim üst üste duruyor. Sırf bu yüzden kısa zamanda büyük bir ev almayı bile düşünebilirim" diyor.

Eda Taşpınar’ın cesaretine hayranım

"Jean’ler dolabımda en çok yer kaplayan giysiler" diyen İşçil, ruh haline göre giyiniyor ama ruh hali de pek sabit olmadığı için onu her gün farklı bir tarzda görmek mümkün. Hint takıları takıp takıştırdığı gibi, simsiyah giyinip çıktığı günler de olabiliyor. İç çamaşırı ve ayakkabı takıntısı olduğunu belirtirken "Bir kadının giyiminde olay yüzde başlayıp ayağında noktalanır" diyor. Ve konuşmayı tarzını beğendiği kadınlarla noktalıyor: "Oya Eczacıbaşı’nın her kıyafetini şık buluyorum. Eda Taşpınar’ın giysi seçimindeki cesaretine, Özlem Önal’ın iddialı giyim tarzına hayranım."

Hiç yorum yok: